Siyah Kar ; Zaman adeta sihirli bir değnek gibidir. Ya tamamen olacakları değiştirirsiniz ya da geçmişin gölgesini…
“Son bir defa daha gördüm karlar arasındaki yüzünü. Hiç konuşmadı benimle. Güzel gözleri her şeyi açıklıyordu aslında. Çok geç kaldın çok diyordu sanki bana”.
İkizlerin birbirlerinin duygularını sevinç ve üzüntülerini içlerinde hissederler bilinir toplumun dilinde. Bu toplumun dilindeki olay gerçek olmuştu, gazeteci Jillian Chambord’un, korkunç bir kabus dan karlı soğuk bir sabaha uyandığında ikizi Isla’nın başının dertte olduğunu hissettiği gibi.
Altı sene sonra Samuel Kelly’nin dedektif olarak Jillian’ın karşısına çıkması iyi bir alamete işaret değildir. İkizi Isla, iki genç kızla birlikte İsviçre’den Paris’e giden gece yarısı ekspresi treninden kaçırılmıştır.
Jillian, acı bir geçmişi paylaştığı ikizini bulmaya çalışırken, Yılbaşına bir gün kala tarihin yeniden yaşandığını keşfeder. Çünkü 1937 yılında Isla gibi başka bir genç kız iki kişiyle birlikte aynı trenden kaçırılmıştır.
Jillian ve Samuel, olayı çözmek için Doğu Ekspresi treninde yolculuk ettiklerinde kendilerini çok farklı bir olay yumağı içinde bulurlar. Onlar artık 1937 yılındadır… Jillian bu zorlu yolculukta ikizini kurtarmayı başarabilecekmi? Samuel’e olan aşkını dizginleyebilecek midir? veya onlar için bir gelecek var mıdır?
Siyah Kar, harika kurgu ve etkileyici ve akıcı anlatımıyla aile bağlarının önemini vurgulayan, sevdiklerimiz için hangi tehlikelere gözümüzü kırpmadan atlayabileceğimizi gösteren harika bir roman.
iyi okumalar