Derin Tutku’nun nefes nefese hikâyesi Sığ Sularda Kaybolan’la devam ediyor.
Büyük aşklar sığ sularda boğulabilir mi?
Charley, Edinburgh Üniversitesi’ndeki ikinci yılına bambaşka biri olmuş halde döner. Birkaç ay içinde yasadıkları yüzünden kendi hayallerinin pesine düşmek yerine, ailesinin isteklerini
gerçekleştirmeyi seçmistir.
Ya Jake’le olan ilişkisi? Uzun zamandır diri tutmaya çalıstıkları, bunun için türlü mücadeleye katlandıkları bu ask da başkalarının beklentilerine kurban mı gidecekti
Özet
Odayı ağır bir çiçek kokusu doldurmuştu. Bu aralar her şeye bulaşıyordu. Ellerimi defalarca yıkasam dahi parfüme daldırmışım gibi kokuyordu.
“Ne güzelmiş.”
Başımı kırmızı güllerden ve beyaz zambaklardan oluşan aranjmandan çevirdim ve Claudia’yı karşımda çiçeği gösterirken buldum. Çiçeklere dönüp baktım. “Sanırım püf noktasını öğrendim. Sonunda.”
“Bunlar kimin için? “Hub’a. Karısı için. On beşinci yıldönümleri.” Claudia başını salladı. “Dışarıdan ayıya benziyor ama içi yumuşak gibi, ha?”Gülümsedim.
Hub doğduğum kasaba Lanton Indiana’da bir lokanta işletiyordu. Dev gibi aksi bir adamdı, dev gibi de bir sakalı vardı. Buralı olmayanların ondan neden gözlerinin korktuğunu anlayabiliyordum. Ama Claud haklıydı. Hub nazik bir adamdı. “Çiçek siparişini biray öncesinden verdi.
Yıldönümlerini unutan erkeklerden olmadığı kesin.” Arkadaşım, annemin çiçekçi dükkânının girişinde duruyordu. Gülümsedi ve arkasını dönerek vitrini gösterdi. “İstediğin gibi vitrini yeniden düzenledim.”
Sanırım, bir noktada insanlar hakkımda yanlış izlenime kapıldı. Galiba bende kendimle ilgili yanlış izlenime kapıldım. Bilmiyorum bu, kardeşimi hareket eden bir aracın önünden çekmek için kendimi önüne atıp süper kız lakabını aldığım zaman mı oldu. Belki de genel ukalalığımdandır.