Kitabın adı gibi bir adam, bir kedi ve iki kadını anlatan bu öykü, gündelik hayatımızda hergün yaşadığımız tüm o monotonluğun aslında bizi nasıl şekillendirdiğini görmemizi sağlıyor. Başlarda biraz ağır ilerlese de konusu geçen aileye iyice alışıp evin içerisinde dolaşmaya başladıkça nasıl bittiğini anlayamıyorsun
Biten ilişki için umut,
diğeri içinse endişe kaynağıdır. Böylece, başlı başına bir kavram olmayı hak
eden “kedi sevgisi”nden çok daha fazlasına dokunur Tanizaki. Zarif, yumuşacık
bir üslupla insan ilişkilerinin girift yapısını, küçücük ayrıntıların -bir
nesnenin, jestin veya bakışın- insan ruhunda yarattığı dönüşümleri, yalnızlığın
ve sevginin türlü biçimlerini gösterir.
bir ingiliz kedisi Lili, bir adam (Şozo) ve iki kadın (eski
eşi Şinako ve yeni eşi Fukuko) arasında geçen 100 bir sayfalık hikaye. Ezikliği
ve yönetilmeyi huy edinmiş biri olan Şozo’nun bu iki kadın hayatına girmeden
yılar yıllar önce sahiplendiği Lili’yi çok sevmesi ve değer vermesi iki kadın
karakterimiz içinde oldukça sorun teşkil ediyor.
Eski eşini başkalarının yönlendirmesiyle aldatan ve boşayan Şozo, sonrasında Fukuko ile evleniyor. Eski eşi Şinako’nun ayrıldıktan sonra ısrarla Lili’yi istemesi ve bunun üzerine Şozo’nun yeni eşine mektup yazmasıyla olay başlıyor.
Şinako Lili’yi ısrarla isterken aslında çok sevdiğinden değil Lili’yi alırsa Şozo’nun onu özleyeceğini ve geri döneceğini düşündüğünden istiyor. Mektubunu zekice yazarak Fukuko’nun kanına girmeyi başarıyor. Sonrasında olaylar gelişiyor.
Tanizaki kendi kedi sevgisini bu kitapta fazlasıyla güzel işlemiş öyle ki kedinin duygularını ve hislerini diğer karakterlerden daha güzel betimlemiş. Bir insanın insandan başka canlılarla da ne denli bir bağ kurabileceğini çok güzel anlatmış.
Şineko’nun Yazdığı Mektup’dan Kısa Alıntı.
Eğitimsiz bir kadın olsam bile, böyle doğrudan sana yazarak kabalık ettiğimin farkındayım ama Tsukamoto Bey’den defalarca yardım istediğim halde bana kulak asmadığı için senden yardım istemek durumunda kaldım.
Bunu söylemekle zahmetli bir şey isteyeceğim izlenimi yaratmış olabilirim; kesinlikle öyle olmadığını belirteyim. Senin evinden istediğim yalnızca tek bir şey var. Bunu söylerken, onu kast etmiyorum elbette.
Ben çok daha önemsiz, çok daha sıradan bir şeyi, Lili’yi istiyorum. Tsukamoto Bey’in dediğine göre o, Lili’yi bana verip vermemeni umursamıyormuş; buna tek engel senmişsin. Bu doğru mu Fukuko?
Biricik dileğimin gerçekleşmesine gerçekten sen mi mani oluyorsun?
Ben sana kendi hayatımdan daha değerli olan o adamı verdim.