Apollo tanrısal formunu tekrar bulabilecek mi? Meg sorunlu geçmişiyle yüzleşebilecek mi? Kader bekliyor. . .

Bu perişan ergen bedeninde, utanç verici Lester Papadopoulos ismiyle geçirdiğim altı ayın ardından yolun sonuna geldim.

Meg’le birlikte ülkenin öbür ucuna savrulduktan sonra geri dönüyoruz. Kadim kâhinleri kurtardık, lejyonlar dolusu canavarı alt ettik ve büyük kayıplar yaşadık. Triumvirate’nin kötü kalpli iki imparatorunun, Commodus ve Caligula’nın hakkından geldik. Ancak en zoru şimdi başlıyor.

Her şeyin başladığı yere, Manhattan’a geri dönüyoruz. Nero Claudius Caesar’ın, yani Meg’in zalim üvey babasının merkez üssüne. Onu bir şekilde yensek de daha güçlü bir başka tehlike beni bekliyor:

Kutsal mekânım Delfi’ye deniz kenarında ucuz pansiyon bulmuş gibi çöken ezeli düşmanım Piton.

Önümüzdeki birkaç gün içinde bu düşmanları yenip yeniden tanrı Apollon olmam gerekiyor (tabii babam Zeus kabul ederse). Yoksa bu yolda ölüp gideceğim. Ancak her iki koşulda da Lester Papadopoulos olarak süremi doldurmuş bulunuyorum.

 

Özet

 

Son duruşmayla yüzleşme zamanı. . .

Jüpiter Kampı için savaş bitti. Yeni Roma güvende. Tarquin ve ölümsüzler ordusu yenildi. Apollo, Artemis Avcılarının biraz yardımıyla, bir şekilde hayatta kalmayı başardı.

Ancak muharebe kazanılmış olsa da, savaş henüz bitmedi.

Şimdi Apollo ve Meg, final – ve kabul edelim, muhtemelen ölümcül – maceraya hazırlanmalılar. Son imparator olan korkunç Nero ile yüzleşmeli ve onu sonsuza kadar yok etmelidirler.