Mustafa Kemal Atatürk-Mücadelesi ve Özel Hayatı - İpek Çalışlar - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Mustafa Kemal Atatürk-Mücadelesi ve Özel Hayatı – İpek Çalışlar

Mustafa Kemal Atatürk-Mücadelesi ve Özel Hayatı – İpek Çalışlar

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: 2018
Eklenme: Ocak 17th, 2024
Dil: Türkçe
Sayfa: 560
Yazar: İpek Çalışlar

24.203 Kişi Tarafından Görüldü
 Mustafa Kemal Atatürk-Mücadelesi ve Özel Hayatı İpek Çalışlar ;Ali Rıza Efendi ve Zübeyde Hanım’ın oğlu, Latife Hanım’ın eşi, bize bu güzel vatanı bırakan Mustafa Kemal ATATÜRK, gözden kaçmış iç dünyası, mücadelesi ve özel hayatıyla…
Muhterem Valideciğim
Gerçekte vatan ve milletimizi kurtarabilmek için, askerliği bırakıp serbest olarak milletin başına geçmek ve milleti tek vücut bir hale getirmekle doğacak kudret ve ulusal gücü kullanmaktan başka çare yoktu. Ben de öyle yaptım. Elhamdülillah başarılı oluyorum. Pek yakında elle tutulur sonucu bütün dünya görecektir.
Ben, birkaç güne kadar bir kongre için Sivas’a gideceğim. Tekrar Erzurum’a döneceğim. Tekrar ediyorum: Her işittiğinize önem vermeyiniz. Pekâlâ bilirsiniz ki ben, yaptığımı bilirim. Netice görmeseydim başlamazdım.
Bu mektubumu getirecek olan (…) size benim hakkımda istediğiniz kadar bilgi verecektir. Kendisiyle bana bazı elbiselerimi gönderiniz.
Ağustos 1919 Erzurum
Latife Hanım ve Halide Edib kitaplarının yazarı İpek Çalışlar’ın, roman akıcılığında kaleme aldığı Mustafa Kemal Atatürk-Mücadelesi ve Özel Hayatı; titiz, derinlikli bir araştırmaya, Mustafa Kemal’in hayatının geçtiği yerlere yapılan yolculuklara, tanıklıklara ve belgelere dayanıyor. Anlatıya eşlik eden fotoğraflar ve zengin kaynakçasıyla Mustafa Kemal Atatürk benzersiz bir biyografi.

Kitaptan satır başları

 

– Mustafa Kemal Atatürk-Mücadelesi ve Özel Hayatı İpek Çalışlar  “Ninni desem gözüm süzer/ Deste kirpiğin inci dizer/Senin baban gurbet gezer/ Ninni yavrum… Hu… Hu…” Babası uzaklardayken, annesi Zübeyde onu bu ninniyle uyuturdu.

– Küçücükken iki kez üzerine devrilen kapının altından sıyrık almadan kurtulmuştu.

– Babası Ali Rıza Efendi fidye isteyen eşkıya tarafından kaçırılmış, öldü sanılırken sağ salim evine geri dönmüştü.

– Manastır’daki askeri liseye gideceği günlerde aşık olmuş; evlenmek istediği 30 yaşındaki ünlü şantöz güzeller güzeli Kalyopi’yi annesiyle tanıştırmaya getirmişti.

 

 Mustafa Kemal Atatürk-Mücadelesi ve Özel Hayatı İpek Çalışlar Kitabı tanıtım Amaçlıdır.

 

– Ortaokuldayken kalemlerini, fırçalarını, kağıtlarını mukavvadan yaptığı geniş muhafazaya yerleştirir, Selanik’in en yüksek noktası olan sur boyundaki göçmen mahallesine gider, Olympos’u seyreder, resim yapardı. Gün batımı tablosu öylesine güzeldi ki duvara asmışlardı.

– Delikanlılık yıllarında annesine sorardı: “Tek bir adamın sözüyle her şey birden yıkılıveriyor; anne yalnız biz erkekler mi haklıyız?”

– Harp Okulunda öğrenci iken bir arkadaşına şöyle demişti: “Şiire ve resme, matematiğe verdiğim dikkati verebilseydim, emin ol, beni şimdi Harbiye’nin dört duvarı arasında göremezdin. Mehtaplı gecelerde okuldan kaçar Büyükada’ya gelir, şiir yazardım. Şafakta, gün ağarırken kalkar resim yapmaya başlardım.”

– 1918 yılı Kasım’ında mütareke günlerinde arkadaşlarıyla Minber adında bir gazete çıkarttı. Kadın meselesine önem veren Minber gazetesinden bir anekdot şöyleydi:

– Hemşire işittiniz mi erkekler nasıl gezeceklermiş?
– Hayır işitmedim. Nasıl?
– Yaz günleri tozdan muhafaza için yüzlerine peçe koyacaklarmış.
– Aman ne ala, belki o vakit müsavat (eşitlik) olmasın diye bizden peçeyi kaldırırlar.

– İşgal İstanbul’undan Anadolu’ya giderken ailesini geride bırakmıştı. Bu durum onu huzursuz ediyor, annesiyle kız kardeşi onun yüzünden bir zarar görecekler diye endişe ediyordu. Gerçekten de İngilizler, Zübeyde Hanım’ı Beşiktaş’taki evinden kaçırma girişiminde bulunmuşlar, bunun üzerine yakınları onu bir akrabasınının evine gizlemişlerdi.

– Erzurum Kongresi günlerinde kaldıkları binanın giriş katında bir piyano odası vardı. Eski Vali Mazhar Müfid ara sıra piyanonun tuşlarına dokunur, küçük eğlence başlardı. Yaverler şarkı okur, konserlere Mustafa Kemal de katılırdı. Güftesi Nigar Osman Hanım’ın “Mani oluyor halimi takrire hicabım / üzme yetişir, üzme firakınla harabım” parçasını bizzat söylemişti. Tabii “Vardar Ovası”nı da. Repertuarı zengindi.

– Falih Rıfkı Atay, onu “Paha biçilmez bir enerji kaynağı” olarak tarif etmiş, konuk gazeteciler de bedeninden “hayatiyet fışkırdığına” vurgu yapmışlardı.

– Küçük boy defterlere not tutar, bu notları alırken, o an aklından, kalbinden geçenleri de yazardı, satır aralarına şarkı sözleri iliştirirdi.

– Karadeniz dalgalarıyla boğuşan Bandırma Vapuru’ndan sinek kaydı traş ve ütülü üniforma ile inmiş, Büyük Taarruz’un ardından geldiği İzmir’de bir anda damada dönüşüvermişti.

– Misafir gittiği, nazının geçtiği bir dost evi ise tenkitlerini esirgemezdi. Duvara asılı şeylerde en küçük eğriliği görür, kalkıp düzeltirdi. Yemek dar ve sıkıntılı bir odada yenecekse, sofrayı salona taşımaya üşenmezdi.

– Anlamsız davranış ve sözler karşısında kullandığı sözcüklerden biri “ahmak”tı. Ebleh karşılığı “Ebenneka” ve “akl-ı perişani” demeyi severdi. Öfkelendiğinde “mendebur” derdi.

 

Doğru Bilinen Yanlışlar

 

– Mustafa Kemal, yoksul çocuğu olduğuna ilişkin anlatılanları yalanlamış, annesinin varlıklı bir aileden geldiğini, babasının da kereste ticaretinden çok para kazandığını vurgulamıştı.

– Yüzbaşıyken Selanik’te satın aldığı ev bugün Türk Konsolosluğu’nun inşa edildiği arsada bulunduğu için, o evde doğmadığı; o evi gençlik yıllarında satın aldığı yazılmış çizilmişti.

– Mustafa Kemal bugün müzeye dönüştürülen Pembe Ev’de doğmuştu. Bu ev ve yanına ailenin daha sonra yaptırdığı ikinci ev Zübeyde Hanım ile Ali Rıza Efendi’nin ortak mülkiyetindeydi. Mahkeme kararıyla mal paylaşımına başvurduklarında, Pembe Ev’in tapusunu Ali Rıza Efendi almış, Zübeyde Hanım ise ikinci evin sahibi olmuştu.

– Mustafa Kemal’in iki kez kalp krizi geçirdiğine ilişkin saptamalar doğru değildi. Kalp krizinin kesin teşhisinde bugün kullanılan tıbbi olanaklar o gün bilinmiyordu. Kalbi ölüm döşeğinde de sağlamdı.

– Mustafa Kemal’i Samsun’a götüren Bandırma Vapuru’nun kaptanı İsmail Hakkı Durusu, gemide pusula bulunduğunu; kendisinin tecrübeli bir kaptan olduğunu; Mustafa Kemal gemiyi inceledikten sonra yola çıktıklarını ısrarla tekrarlasa da, Pusulasız Gemi anlatısı herkesçe benimsenmişti.

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.