Ping, İmparator’un pek uğramadığı bir sarayda yaşamaktadır. Okuma yazma bilmeyen öksüz Ping, kaba ve ayyaş bir ejderha bakıcısının kölesidir. Efendisi yüzünden on iki görkemli ejderhadan geriye sadece iki cılız ejderha kalmıştır. Bunlardan biri ölünce geriye kalan ejderha Lung Danze, Ping’i kaçıp uzaklardaki okyanusa gitmeye ikna eder.
Acımasız bir ejderha avcısı tarafından takip edilen ejderha ve küçük kız, korumaları gereken gizemli bir taşı yanlarında taşıyarak Çin boyunca destansı bir yolcuğa çıkarlar. Küçük kız, ancak hedeflerine ulaştıklarında kendini Danze’nin gözlerinden görüp sadece kendi taşıdığı özel yetenekleri kullanmayı öğrenebilecektir.
Carole Wilkinson Anlıtıyor.
Çok yaşlanıncaya kadar yazmaya başlamamıştım – neredeyse 40. Ondan önce laboratuar asistanı olarak çalıştım. İşlerim çok kan ve beyinle çalışmaktı.
Kulağa biraz kanlı geldiğini düşünebilirsiniz, ama bir laboratuvarda çalışmaktan çok keyif aldım. Sorun şu ki, her zaman bu çirkin davranmaya çalıştığım şey olmadığını hissettim.
Bir gün, her zaman ne olmak istediğimi farkettim bir yazar!
Bunu çözmem neden bu kadar uzun sürdü bilmiyorum. 1960’larda (çok uzun zaman önce) okuldayken Port Adelaide’den bir kızın yapabileceği bir şey gibi gelmiyordu, o zamanlar bunu düşünmedim sanırım. Denemeye ve yazar olmaya karar verdikten sonra üniversiteye gittim.
İlk romanım da dahil olmak üzere üniversitede pek çok şey yazdım. Çok iyi olduğunu düşünmedim. Yayıncılıkta çalışan bir arkadaşıma gösterdim. Onun da çok iyi olduğunu düşündüğünü sanmıyorum, ama bir potansiyel görmüş olmalı, çünkü genç bir roman yazıp yazamayacağımı sordu. “Evet,” dedim, aslında düşündüğümde serious Ciddi misin? Tabii ki yapamam!
Gençler için yazmayı hiç düşünmedim. Bir hikaye düşünmeye çalıştım. Kızım lisedeydi ve o sırada yaptığı bir şey bana bir fikir verdi. Arkadaşım fikrimi beğendi. Ben de devam ettim ve bütün romanı yazdım. Bu benim ilk yayınlanan kitabımdı. 1996 yılında yayınlandı ve Stagefright olarak adlandırıldı.
Bazen gençken yazmaya başlayabilmeyi isterdim, ama sonra işler yolunda gitti. Çok fazla fikrim olduğunu ve şu ana kadar hiçbir zaman “yazar” olmadığımı biliyorum. Gecikmiş bir başlangıç yapmış olabilirim, ancak kaybedilen zamanı telafi etmeye çalışıyordum. 30 garip kitap, kısa öyküler, telemovie, televizyon ve planetaryum senaryoları yazdım. Diyor röportajında