Doğa olaylarıyla ve insanlık tarihiyle ilgili hayal ürünü öykülerin toplamı olan mitoloji aslında, tıpkı bilim gibi, insanın evreni ve dünyayı anlama, açıklama çabasının bir ürünü…
Yunan ve Roma Mitolojisi, her şeyi anlamaya çalışan insanoğlunun yaratıcılığının kaynaklarını gözler önüne seriyor; ilkçağın iki önemli uygarlığının ayrıntılı bir resmini çiziyor .
Kitap önce Yunanistan ve roma için sosyolojik, kültürel, ekonomik ve coğrafi bilgiler veriyor. Daha sonra tanrılardan bahsedip kısa kısa öyküleri anlatıyor.
Eser Yunan Mitolojisine dair kısa ve öz anlatımı ve görselliği ile gayet keyifli bir okuyuş vaat ediyor. Yunan Mitolojisine dair anlatımlarda, konulara derinlemesine girilmeden, temel bilgilerin aktarılması amaçlanmış. Eser önemli ölçüde Yunan Mitine dayanıyor, Roma Mitinin Yunan Mitinden etkilenmiş olmasından dolayı da bu gayet anlaşılabilir bir durum.
Roma bilindiği gibi; fikirleri, dinleri, mitolojik unsurları diğer uluslardan toplamış bir medeniyet. Roma’da Mitolojik gelenek 324 yılında İmparator Konstantin’in Hristiyanlığa geçişi ile son bulmuş, tek Tanrılı inanç sistemine geçilmiştir. Eser de dolayısıyla bu tarihsel aralığı incelemiştir.
Kitabın son bölümünde Rönesans dönemi de kısaca ele alınmış, 1550 yılında başlayan Rönesans dönemine geçilmesindeki ana olayın ise 1453 yılında İstanbul’un Türkler tarafından fethi olduğu belirtilmiştir