Her kitabıyla bizi yeniden şaşırtan, her seferinde bambaşka serüvenlerle, bambaşka dünyalarla buluşturan Paul Auster, bu kez de Saint Louis’in arka sokaklarında yetişen öksüz, bıçkın bir gençle, Walt’la tanıştırıyor bizi; ama sıradan bir genç değil bu, kendisine sahip çıkan bir Macar’la tanıştıktan sonra hayatı değişen, boşlukta durabilmeyi, hatta uçabilmeyi öğrenen bir genç.
Her sayfasında okuduklarınıza inanmakla inanmamak arasında gidip geleceğiniz bu roman, birbirine bir baba-oğuldan da yakın olan iki kişinin serüveni olduğu kadar bir mucizenin de masalı.
‘Su üzerinde ilk yürüdüğümde on iki yaşındaydım. . .’ Orta-Batı’dan önlenemez bir yetim olan Walt’ın hikayesi Bay Vertigo böyle başlar.
Özet
Dokuz yaşında dilencilik yapan öksüz bir çocuk olan Walt’un karşısına bir gün hayatını değiştirecek bir adam çıkar. Yehuda usta’nın üç yıllık zorlu eğitiminden sonra uçmaya başlar Walt. Evet evet yanlış okumadınız, uçmaya başlar. Hatta zamanla kendini öyle geliştirir ki artık havada çeşitli akrobasi hareketleri yapmaya başlar. Ancak hayat sürprizlerle dolu. Aniden çıkan fırtınadan kendinizi koruyacak güce sahipseniz ne âlâ. Kader rüzgarı insanı nereye sürükler, bu rüzgara ne kadar direnebilirsiniz?
Sığınacak limanınız var mı?
Bu liman sizi ne kadar güvende tutar?
Ve en önemlisi doğru limanda mısınız,
verdiğiniz kararlar ne kadar doğru?