Desire Brooke günümüzde yaşayan asi, inatçı, hırsları olan bir kız. Ama o her zaman geçmişte yaşamayı istemiş bir kız. Bir gün yağmur sırasında geçmişe dönmeyi diliyor. Ve bizim meşhur balolarımızın olduğu yıllara dönüyor. Onu kibirli kont Colin buluyor.
Desire’den başlarda hiç hoşlanmayan Colin kendisini onun büyüsünde kaybediyor. Desire’nin sıra dışı hareketleri onu ürkütse de sonunda kendisini Desire’nin kollarında buluveriyor. Ama o dönemin şartlarına göre Colin sadece soylu bir hanımefendiyle evlenebilir. Ve Desire onun için sadece bir oyuncak. Ta ki Desire’nin gerçek kimliği açığa çıkana kadar.
Bundan sonra olanlar hiç beklenmedik şekilde devam ediyor. İkili evleniyor. Desire geçmişteki suçlarını Colin’e itiraf ediyor. Ve bu Colin ile arasını açıyor.
Colin Desire’yi yanlış anlamanın verdiği acıyla yüzleşemezken Desire geldiği gibi geleceğe geri dönmenin yolunu buluyor ve Colin’in gözleri önünde yok oluyor. Her şey bittiği anda Colin Desire’ye ulaşıyor. Ve sonsuza kadar mutlu yaşıyorlar
Desire Brooke ismiyle müstesna gayet tutkulu bir kadın, hem de her yönüyle. Ele avuca sığmaz, içinden geldiği gibi davranan, cesur da bir kız.
2004 yılı Londra’sında garson olarak çalışmakta ve izbe bir dairede kalmaktadır. Kazandığı para yetmediği ve anneciğini de kaybettiği için bazı geceler bir arkadaşı ile hırsızlık yapmaktadır.
Bu işi bırakmaya karar verdiğinde, o gece son bir iş yapmak kaydıyla işi bırakacaklarını ki zaten bu geceki işten sonra buna da ihtiyaçları olmayacağına onu ikna eder. Ve her şey de o gece başlar…
Girdikleri evde buldukları tuhaf kırmızı ışık yayan değerli taşın başlarına iş açacağı zaten bellidir Desire’a göre. Üstüne mafyavari tipler arabada kendilerini sıkıştırıp arkadaşını öldürdüklerinde sıranın kendine geldiğinin farkındadır…
Ancak o kör edici kırmızı ışık kendini içine aldığında Desire kırlık bir alanda yatıyor bulur kendini ve uzun zaman sonra ilk kez yağmur yağmaktadır. Kitap Desire ve Eloise’i o kadar derin işlemişti Bu kitap ikisinin aşk romanı olabilirdi.