Öcü geliyor, Öcü geliyor! Koştuğu orman yolundaki taşlarla çalılar bacaklarını keserken kulağında bu sözler çınlıyordu.
Başı dönüyor, korkudan kalbi sıkışıyordu. Görebildiği tek ışığa doğru ilerledi. Karanlıktaki bir kapı gibi onu ormanın derinliklerine çekiyordu. Kafası karışık ve korkmuş biçimde ağaçlar arasında koşarken nefes alıp verişleri hızlıydı.
Karanlık korkusu boynuna dolanmış bir kement gibiydi. Çocukluğunda ışığı kapatıp uyuması emredildiğinden beri, bu hep böyle olmuştu.
Yoksa Öcü gelip onu alırdı, Öcü, Öcü, Öcü . .. Kelimeler kesilmek bilmiyordu. Bir dalın yüzüne çarpmasını engel olamadı. Nefesini tuttu. Her tarafını saran ağaçların oluşturduğu zifiri karanlıkta donup kaldı ..
Yorgunluktan bacaklar, titriyordu. Kendi ağlama sesinden ürkerek yavaşça öne doğru bir adım attı gözleri ilerideki ışığa kilitlenmişti. Doğrudan baktığında, ışık gözlerini alıyordu.
Nasıl kaybolduğunu bilmiyordu.
Issız bir ormanda, yüzünün yarısında büyük yarası olan bir kadın cesedi bulunmuştu. Kadının kimliğini belirlemek kolay olmalıydı ama kimse onu kayıp olarak bildirmemişti.
Özel Araştırma Birimi’nin yeni sorumlusu Louise Rick, şubenin itibarını tehlikeye atmak pahasına kadının fotoğrafını basına verince, kurbanın adının Lisemette olduğunu ve uzun yıllar önce ailesi tarafından akıl hastanesine terk edildiğini öğrenmişti.
Bunun yanı sıra bir şey daha keşfetmişti: Lisemette’nin bir ikizi vardı ve ikisinin de otuz yıl öncesine ait ölüm belgesi vardı.
Sara Blaedel’i usta gerilim yazarları arasına sokan Unutulmuş Kızlar şaşırtıcı, gerilim dolu ve duygusal olarak yoğun ve karanlık bir kitap.
“Unutulmuş Kızlar diken üstünde oturtan bir gerilim ve sosyolojik açıdan büyüleyici. Avrupa’nın karlı kuzeyi bir kez daha en iyi çağdaş gerilim kurgusunu sunuyor.”
Bookpage