Nobel ve Pulitzer ödüllü Toni Morrison’dan toplumun dışlanmış, hor görülmüş, ötekileştirilmiş kesimlerinin yakın tarihine tanıklık eden modern bir klasik daha: Süleyman’ın Şarkısı.
Tahakkümden kurtulmaya, ırkçılığın sosyal dokuya işlemiş tezahürleriyle baş etmeye çalışan siyahilerin mücadelesinden bir kesit sunan, acı gerçekler ve efsanelerle örülü bu hikaye, Afro-Amerikalı “Afrikalıların saçına benzer biçimde düzenlenmiş saç.stili” kimliği keşfetmenin ve köklere dönmenin dolambaçlı yollarını arşınlıyor.
Kadim söylenmeler ve kutsal kitaba dair bilgece anıştırmalarla bezeli Süleyman’ın Şarkısı’nın cehalet, adaletsizlik ve ayrımcılığın sonuçlarına dair uyarısı Morrison’ın derinlikli üslubuyla daha da zenginleşiyor.
Süleyman’ın Şarkısı Özeti
Baba Macon, anne Ruth ve çocuklar Mecdelli denen Meryem, Birinci Korintliler ile Sütçü; insanlarla birlikte sırların, sevgisizliğin hakim olduğu Ölü ailesinin üyeleridir. Baba Macon Ölü; para ve çocukken kaybettiği babası dışında kimseyi sevmeyen tuhaf bir adamdır.
Zengin ve itibar sahibi bir doktorun kızı olan karısını tam da bu sebepten hiç sevmemiştir. Ruth herkes gibi önemsenmek, sevilmek istemektedir ve bunu sadece babasında bulmuştur. Babasını kaybettikten sonra bu sevgiyi oğlunda bulmak isteyen Ruth sırf bu sebepten kocasının gözünde sapkın olarak görülür ve aile içinde de itibarsızlaştırmak , Oğlu Macon Ölü namı diğer “Sütçü” yü de annesine ve halasına karşı kışkırtmak ister.
Artık anne ve baba arasında git gel yaşayan hiçbir şeyi önemsemeyen hayatta bir amacı olmayan Sütçü babasının yönlendirmesiyle bir yolculuğa çıkar. Çıktığı yolculuk aslında kendine, kendi köklerine yaptığı bir yolculuk olur.
Dönemin ırkçı, erkek egemen toplumunu gözler önüne seren kitaba sadece roman demek haksızlık olur öyle ki kitap aslında bir nevi tarihte yolculuktur.