Simyacı romanıyla tanınan Brezilyalı roman ve söz yazarı Paulo Coelho’un 2000 yılında yazdığı Şeytan Ve Kadın eseri bir üçlemenin son kitabıdır. Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum Ağladım, Veronika Ölmek İstiyor ve son halka Şeytan Ve Kadın.
Paulo Coelho, Şeytan ve Genç Kadın’da insanların değer yargılarını temelden sarsmanın hiç de zor olmadığını gösteriyor.
Gözlerden uzak, kuytu bir dağ köyü ve bu köyün dış dünyadan soyutlanmış, kendi halinde, adeta zamanın dışında bir yaşam süren insanları. Köydeki tek genç kadın, küçük otelin barında çalışan güzel Chantal’dır. Gelip geçen avcılarla ya da turistlerle gönül eğlendiren genç kadının tek dileği bu sıkıcı yerden kurtulmaktır.
Beklenmedik bir anda köye gelen ve gerçek kimliğini gizleyen bir yabancı, köy halkına, hepsinin yaşamını altüst edecek, değer yargılarını kökünden değiştirecek bir öneride bulunur. Onlara yedi gün süre tanımıştır. Bu süre içinde bu insanlar, yaşam, ölüm, adalet ve dürüstlükle ilgili temel sorunlarla yüzleşecek, yaşam çizgilerini değiştirecek bir karar almak zorunda kalacaklardır.
Yabancıya kucak açan köy halkı, onun tehlikeli oyununa alet olurken, “İyi ile Kötü” ikilemi, bu basit insanların örneğinde evrensel boyutlara açılıyor. Paulo Coelho, İyi ile Kötü arasındaki savaşı ve insanın Tanrı’yla ilişkisini konu edinmiş Şeytan ve Genç Kadın’da.
Özet
Dış dünyadan habersiz, sessiz, sakin, fakir ve genç nüfusun neredeyse hiç olmadığı gençler ve çocuklar bu yeri terk ederek daha büyük şehirlere gittikleri için sadece 281 kişinin yaşadığı, baş karakterlerden yabancının sırt çantasında 11 külçe altın, yanında bir şeytanla Bescos kasabasına gelmesiyle başlar.
Yabancı yanında getirdiği altınların 10 külçesini bir yere, geriye kalan 1 külçe altını da köyün dağlık arazisine gömer. Ertesi sabah Chantal’i yanına alarak arazide gömülü olan altınları açmasını ister. Kimsesiz yetim kız altınları görünce çok şaşırır. Fakat Chantal çok zeki bir kızdır. Yabancıya karşı çok temkinli davranır.
Yabancı yedi gün burada kalacağını, yedi sonra altınları Bescos köyüne bırakıp gideceğini ve bunun için yalnızca tek şartın köyden bir kişiyi köy halkının öldürmesi gerektiğini söyler. Chantal bu söylenenlere pek inanamaz.
Gecelerce kabuslar görerek uyanır. İki kez altınların gömülü olduğu yere gidip altınları alıp sevmediği bu köyden kaçmak ister ama içindeki iyi taraf ağır basar bu fikrinden vazgeçer.