Evangeline nihayet arzu ettiklerine kavuşmuştu: Boynundaki lanetli kolyeden kurtulmuş ve Caden’a yakınlaşmıştı, tek sorun bunların bir bedelinin olmasıydı.
Bilinmeyen bir zehir şimdi damarlarında dolaşıyor ve onu yavaşça kimsenin ne olacağını bilmediği bir şeye dönüştürüyordu. Ve eğer… işler Evangeline’in tahmin ettiği gibi giderse, bu dönüşüm Caden ve kendisi için hiç iyi olmayacaktı. Daha da kötüsü eğer Viggo ve Mortimer, onun sakladığı sırları öğrenecek olurlarsa Evangeline’in kendisini nasıl bir gelecek beklediğini görecek kadar bile vakti olmayacaktı:
Veronique mezara koyulmaktan
kurtulmuş ancak acımasız cadıların eline düşmüştü ve bir de Gözcü vardı;
Evangeline’in onların burunlarının dibinde sakladığı Gözcü.
Her zamanki gibi vampirlerin hilekâr dünyasında sıkışıp kalmış masum bir insan:
Evangeline şimdi kendi tehlikeli ağını örerek arkadaşlarını hayatta tutmak,
Veronique’i kurtarmak ve kaçınılmaz gibi görünen bir savaşa engel olmak için
uğraşıyordu. Fakat onurlu yapısı, vampirlerin liginde oynamak için gerektiği
kadar büyük bir ikiyüzlülüğe müsaade edecek miydi?
İç ürpertici bir çatırtı Imogen’in dikkatini atriyumun merkezine çekti. Orada,
hâlâ tütmekte olan kömürleşmiş vampirlerin ve Gözcülerin ceset yığınları
arasında,
sessizce göğe uzanan süt beyaz mermerden bir kadın duruyordu. Ölüm kokusu havaya işlerken, cadının burun delikleri tiksintiyle büzüldü.On iki saat önce Imogen, kötülüğüyle ün salmış iki vampirin Manhattan’daki yuvasına yapılan saldırıyı yönetmişti.
O ve yirmi dört cadıdan oluşan ekibi, büyü etkisi altındaki iki yüz Gözcü’yü (kendilerine bir sığnak arayan vampir ordusunun dikkatini dağıtmakta yem olarak işe yaramışlardı) takip ederek demir kapılardan içeri dalmışlardı.Planlanması aylar süren ve bir cadının tam vaktinde kaçırılmasını gerektiren saldırı müthiş derecede başarılı olmuştu.
Malum üç hedef de dahil olmak üzere birkaç sülük kaçmıştı. Moral bozucuydu, ama tamamen de beklenmedik bir şey değildi. En azından şimdi vampir yuvasını ve duvarları içinde saklanmakta olanları ele geçirmişlerdi.
Buradaki bir şey o iki canavarın, göze çarpmadıkları inancıyla, yüz yıldan fazla süredir kozadaymışçasına burada kalmalarınaa neden olmuştu.
Karanlık ve sürükleyici
Sadakat, serinin okurlarına soluksuz bir macera yaşatacak.