Parayı Verdi Düdüğü Çaldı (Sanat ve Edebiyat Dünyasında CIA Parmağı) - Frances Stonor Saunders - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Parayı Verdi Düdüğü Çaldı (Sanat ve Edebiyat Dünyasında CIA Parmağı) – Frances Stonor Saunders

Parayı Verdi Düdüğü Çaldı (Sanat ve Edebiyat Dünyasında CIA Parmağı) – Frances Stonor Saunders

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: 2020
Eklenme: Ocak 18th, 2024
Dil: Türkiye
Sayfa: 541
Yazar: Frances Stonor Saunders

1.624 Kişi Tarafından Görüldü

Frances Stonor Saunders’in yazıp, Ülker İnce’nin çevirdiği, Parayı Verdi Düdüğü Çaldı’yı okurken sık sık 1950’li, 60’lı yıllarda, Farfield, Ford, Rockefeller ve Fullbright vakıflarının burslarıyla Türkiye’den kimler gitti acaba ABD’ye, diye düşündüm.

Birini bulsam da konuşsam… Dünyanın en zengin, en saygın vakıflarının CIA için paravan görevi yaptıkları kimin aklına gelir?

Soğuk Savaş’ın civcivli günlerinde ABD, Batı Avrupa’da gizli bir kültürel propaganda programına büyük miktarda para ayırmıştı. Bu programın ana özelliği, böyle bir programın olmadığı iddiasıydı. Amerika’nın Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) bu programı büyük bir gizlilik içinde yürüttü. Kültürel Özgürlük Kongresinin otuz beş ülkede bürosu vardı. Kongre yüzlerce personel çalıştırıyor, yirminin üzerinde saygın dergi yayımlıyor, resim sergileri açıyordu; bir haber ve film servisine sahipti; tanınmış kişilerin katıldığı uluslararası toplantılar düzenliyor, müzikçilere ve ressamlara ödüller dağıtıyor, konser ve sergi olanakları sağlıyordu.

Tek amaç uzun zamandır Marksizm ve Komünizme yakınlık duyan Batı Avrupa aydınlarını yavaş yavaş “Amerikan tarzı” bir bakış açısına sığdırmaktı.

Meğer CIA’nın en etkili silahı Encounter dergisini okumak için boşu boşuna abone parası ödemişim yıllarca.

İstersem bedava gönderirlermiş. Fransa’da yayımlanan Preuves dergisini almak için Hachette dükkânlarına taşınıp durmuşum. Meğer Jean-Paul Sartre’ın Les Temps Modernes dergisini madara etmek için çıkartıyorlarmış.

Soğuk Savaş’ın doruğa çıktığı bir sırada Amerika Birleşik Devlet­leri, batı Avrupa’da yürürlüğe konacak gizli bir kültürel propa­ganda programına büyük miktarlarda para ayırmıştı.

Bu progra­mı başka programlardan ayıran şey, “Böyle bir program yok,” id­diasıydı. Amerika’nın Merkezi İstihbarat Teşkilatı, CIA, adı ge­çen programı büyük bir gizlilik içinde yürüttü.

Bu gizli savaşın ana gövdesini Kültürel Özgürlük Kongresi oluşturuyordu, Henüz yeni kurulmuş olan CIA, son derece geniş ve etkili bir ağ oluşturan istihbarat personelin’den, siyasal strateji uzmanlarından, şirket kuruluşlarından, Amerika’nın “Ivy League” de­nen kalbur üstü üniversitelerinin mezunlarının eski okul ilişkilerinden yararlanarak 1947’den itibaren bir “konsorsiyum” oluşturma işine girişti ;

Bu konsorsiyumun iki görevinden biri dünyayı komünizm hastalığına karşı aşılamak ve Amerika’nın dış dünyadaki siyasal çıkarlarının korunmasını kolaylaştırmaktı.

Sonuç­ta, görülmemiş derecede sıkı bağlarla birbirine bağlı insanlar, Teşkilatın yanı sıra çalışarak şu düşünceyi yayma çabasına girdi: Dünyanın bir pax Americana ‘ya , yeni bir aydınlanma çağına ihtiyacı vardır ve bu çağ “Amerikan çağı” olacaktır.

Hey gidi Bertrand Russell, hey gidi George Orwell, hey gidi Ignazio Silone, hey gidi Stephen Spender, hey gidi Arthur Koestler!…Özdemir İnce

“Hangi yazgı ya da rastlantıyla Yolun düştü bu çukura, ruhunu teslim etmeden önce? Kim kolundan tutup getirdi seni buraya?””Yukardaki aydınlık dünyada yolumda yürürken,”diye karşılık verdim ona, “karanlık bir vadide yolumu kaybettim,Yaşım kemale ermeden yanlış yola saptım.”Dante, Cehennem, XV. Kanto

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.