Bazen içinizdeki çocuk geçmişinizde hapsolur ve siz o çocuğu kurtarmak için tüm umutlara sımsıkı sarılırsınız…
Binlerce çocuk düşünün, ya ailesini hiç tanımamış ya da ailesini kaybetmiş. Kimsesiz çocukları düşünün, gülen gözleriyle size bakan. Tek istedikleri sıcak bir yuvayken, tek umutları ise onları bilinmeyen geleceklerine taşıyan Öksüzler Treni’dir.
1929 yılı Amerika’sında Vivian Daly de o trende yolculuk eden çocuklardan sadece biridir. Küçük yaşta hayatın zorluklarıyla karşılaşan Vivian, bir şekilde kaderine yön vermek zorundadır. Bunu gerçekleştirme gücünü de ona nereden geldiğini hatırlatan aile yadigârı kolyesinde bulacaktır…
On yedi yaşındaki Molly Ayer, son şansını da tüketmek üzere olduğunun farkındadır. Ona bakmakla yükümlü olan aileyle arası iyice açılan Molly’nin tek şansı, kamu hizmeti adına doksan bir yaşındaki yaşlı bir kadının çatı katını temizlemeye bağlıdır. Molly bu işi gönülsüzce yapacak olsa da aslında o yaşlı kadınla ne kadar çok ortak yönleri olduğunu yaşayarak öğrenecek ve geçmişte hapsolan ruhlarını özgür bırakma yollarını onunla birlikte keşfedecektir.
Öksüzler Treni ikinci şansları, beklenmedik dostlukları ve bizi kim olduğumuzu keşfetmekten alıkoyan sırları barındıran muhteşem bir roman.
Kimi aileler kendilerine çalışacak bir işçi, kimileri evlat olarak uygun gördükleri çocukları alıyorlar.
- Kitapta 1929 yılı ile 2011 yılı arasında geçmiş ve yaşanan anlar anlatıyor. 90 yaşındaki Vivien ve 17 yaşındaki Molly’in iki farklı yaşamı var ama ortak acıyı ailelerin olmaması.Bir tesadüf sonucu karşı karşıya geliyorlar ve Vivian’ın acı dolu yaşamının hikâyesi başlıyor tekrar.
- Hüzün dolu, yoksulluk, binlerce çocuğun sıcak bir yuva bulmak adına oradan oraya savruluşu
- Akıcı bir dil ile yazılmış, olaylar sizi içine çekiyor ve o anları acı içinde yaşıyorsunuz.