Mahremiyetin Dönüşümü (Modern Toplumlarda Cinsellik, Aşk ve Erotizm) - Anthony Giddens - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Mahremiyetin Dönüşümü (Modern Toplumlarda Cinsellik, Aşk ve Erotizm) – Anthony Giddens

Mahremiyetin Dönüşümü (Modern Toplumlarda Cinsellik, Aşk ve Erotizm) – Anthony Giddens

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: 2014
Eklenme: Ocak 17th, 2024
Dil: Türkiye
Sayfa: 194
Yazar: Anthony Giddens

1.145 Kişi Tarafından Görüldü

“Cinsel özgürlük” bu ülkede yeterince değerlendirilmeden içi boşaltılan bir sürü terimden biri. Sol bunu hiç tartışmadı. Feminizmin sesi de bir türlü gürleşemedi. Oysa 80’lerden beri cinsel içerikli yayınlarda tam bir patlama yaşanıyor. Cinsellik asla bu kadar lafa dökülmemiş, bu kadar görünür hale gelmemişti.

 

Sınırlı bir kesim “niceliksel özgürlük”ü bir “yenilik” olarak yaşadı, yaşıyor. Ama ezici çoğunluğun cinselliği ve şahsi ilişkileri idrak etme ve yaşama biçiminde dikkate değer bir değişim gerçekleşmedi. Çünkü kişisel hayat hürriyet, tahakkümden arınmışlık, sevgi benzer biçimde belli ahlaki değerler doğrultusunda tanzim edilmesi ihtiyaç duyulan bir alan olarak politikleştirilmedi. Giddens bu kitabında, kadınların modernlik sürecinde şahsi ilişkilerde gerçekleştirdikleri büyük değişiklikleri yorumluyor.

 

Gündelik hayatta özgürlükçü değerlere dayanan ilişkiler geliştirilmesini ve kişisel yaşamın demokratikleştirilmesini amaçlayan bir “ömür politikası” perspektifinin imkânları değerlendiriliyor. Yazarın “mahremiyetin dönüşümü” adını verdiği sürecin iki ana dinamiği, doğum teknolojisindeki gelişmeler sayesinde üreme zorunluluğundan kopmuş bir “plastik cinselliğin” ortaya çıkması ve hanımefendilerin cinsel özerkliğinin artması. Yazara nazaran, 19. Yüzyıl başlarında “anneliğin icadı” ve romantik aşk ideallerinin gelişmesi, kamusal alana çıkması engellenmiş kadının gönül işlerinde uzmanlaşmasını sağlamış ve böylece kadınlar devamlı tartışarak işlenebilecek bir “benlik anlatısı” geliştirme konusunda erkekleri yaya bırakmışlardır.

 

Din, gelenek vs benzer biçimde dışsal anlam kaynaklarının hızla gerilediği modernlik döneminde, insanların kendi ilişkilerine kendilerinin anlam vermesi gerektiği açıktır ve bunda da bayrağı “modernliğin duygu devrimcileri” olan hanımefendiler taşımaktadır. Kadınlar üstündeki kontrolleri azalan ve kadınların getirdiği, kendini ötekine tamamen açmaya ve aşk bilgisine dayanan, her türlü bağımlılığı dışlayan ve mutlaka cinsi doyum içermek zorunda olan eşitlikçi “saf ilişki” modeline ayak uydurmakta zorlanan erkekler ya şiddete başvurmak ya da kendi erkekliklerini yine tarif etmek zorunda kalmaktadırlar.

 

Artık sex tabiat tarafından belirlenen bir şey değil, biçimlenmeye açık bir özkimlik haline gelmiştir. Zamparalığın artık niçin demode bir şey olduğundan sekskolikliğe; Freud, Foucault, Reich, Marcuse’ün teorilerinden gay kültürüne;

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.