İhtiyar Balıkçı, Karanlık gittikçe büyüyor, rüzgarın şişirdiği yelkenin altında kendini ölmüş gibi hissediyordu. İki elini kavuşturup avuçlarını yokladı. Ölmemişlerdi!..
Parmaklarını açıp kapadıkça hayatın acısını duyabiliyordu. Sırtını kıça dayadı, ölmediğini anladı. Omuzları öyle söylüyordu. Kaybetmek için yaratılmamıştı. Yok edilebilirdi ama yenik düşürülemezdi.
Tutkusuyla yarışırcasına cesaret ve dayanıklılığını kanıtladı, giriştiği ölüm kalım mücadelesini kazandı. Bu, insanın doğaya karşı zaferiydi. Ama henüz savaş bitmemişti
Mutlak tutkusuyla yarışırcasına, dünyanın dört bir yanında, kendini serüvenden serüvene atan Hemingway, fırtınalarla dolu yaşamına yön veren karakterini, bir bakıma bu romanıyla özetlemiş gibidir.
Büyük yazar, sert, acımasız fakar bir o kadar dokunaklı bir yazgıyı, yaşlı bir balıkçının okyanusta geçen birkaç günüyle özdeşleyerek, yalın, yoğun ve çarpıcı bir başyapıt koymuştur ortaya.
Roman filme de alınmış, ünlü aktör Spencer Tracy’nin oyunuyla dünya sinemalarında olay yaratmıştır.
İlk yayımlandığından bu yana, bütün ülkelerde artan bir ilgiyle okunan Yaşlı Adam ve Deniz, yazarın Nobel Ödülü kazanmasında birinci etken sayılmaktadır.
Yaşlı Adam ve Deniz, Hemingway’in en ölümsüz eserlerinden biridir.
Yaşlı bir Kübalı balıkçının açık denizde Gulf Stream’e kapılmış olarak dev bir kılıçbalığıyla olan can yakıcı mücadelesini son derece sade ve kuvvetli kelimelerle anlatır.
Bu hikayesiyle Hemingway, yenilgiye karşı cesaret, kayba karşı şahsi başarı temasını kendine has modern üslubuyla yeni baştan heykellemiştir.