Hayvanlardan Tanrılara Kitabında, vakit vakit işittiğimiz, bazen de büyük bir dataçlikle kullandığımız “Ne oldum demeyeceksin, nasıl biteceğim diyeceksin” sözü, aslen ahvalimizi açıklamaya en uygun deyişlerin başlangıcında. Çünkü hiç vazgeçmeden ipin ucunu kaçıran insanoğlu olarak, nereden nereye geldiğimizin farkındayız belki, ama nereye gittiğimizi o kadar seçemiyoruz.
Kurduğu kültür, evrilen huyları, edindiği ve sürekli genişlettiği bilgi dağarcığı, sınırları zorlayan bulgu ve icatları insanoğlunun ilk günden bugüne “ürkütücü” ilerleyişinin simgeleri aslında.
Ayağını toprağa basıp oradan çekişi arasında geçen zamanda, kendisini devamlı yeniden tanımlamak için boyutunu sürekli değiştiriyor. Bu anlamda Bilişsel Devrim, tarım Devrimi ve Bilimsel Devrim gibi dönüm noktaları, hem atalarımızla bağlantı kurmamızı sağladı bununla beraber o bağı kopardı. Yuval Noah Harari de bu fikirden hareketle Hayvanlardan Tanrılara Sapiens: İnsan Türünün Kısa Bir zamanı adlı kitabıyla “ne olduğumuza” ve “nasıl sonuçlanacağımıza” dair ilginç bir münakaşa başlatıyor.