Harman Yerinde Aşk - D. H. Lawrence - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Harman Yerinde Aşk – D. H. Lawrence

Harman Yerinde Aşk – D. H. Lawrence

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: 2011
Eklenme: Ocak 18th, 2024
Dil: Türkiye
Sayfa: 286
Yazar: D. H. Lawrence

1.008 Kişi Tarafından Görüldü

Yaygın kanının aksine, D.H. Lawrence’da sert bir cinsellik yoktur. Hatta, neredeyse oyuncu, iyiliksever, hayırsever bir cinselliktir karşımıza çıkan. İnsanlar birbirlerine karşı samimidir, yazar da o ölçüde katkıda bulunur bu samimiyete.

Gerçek tüm çıplaklığıyla gözlerimizin önündedir; güneş sanki her şeyi aydınlatmaktadır; insanlar kıskanırlar, insanlar kötüdürler, insanlar birbirlerini aldatır. Ama aynı ölçüde naziktir insanlar, iyidirler, bir anda birbirlerine sarılıverir, bir anda öpüşmeye, sevişmeye başlarlar.

Her şey doğaldır bu yüzden Lawrence’da. O yüzden de aşk, hakikaten harman yerindedir, ve samanlık seyran dır, ve ateş düştüğü yeri yakar; “ama bu ilişkiler, saman alevi gibi” derseniz, hem haklısınızdır hem de değilsinizdir. Hayat biraz da böyledir.

Harman Yerinde Aşk Özeti

Güneye bakan yamaçta iki büyük tarla uzanıyordu. Samanlar yeni toplandığı için tarlalar altın yeşili bir renkteydi ve güneşte göz kamaştırarak parlıyordu. adana escort Tepenin karşısında, yan yolda, siyah gölge çimlerin kızgın ışıltısının üzerine düşen yüksek bir çit uzanıyordu. Samanlar, çitin hemen yukarısında yığılmaktaydı.

Çok büyük, kocaman bir yığındı bu, ama o kadar zarif, gümüşsü bir parlaklığı vardı ki, ağırlığı yok gibiydi. Tarlanın düzenli, altın yeşili parıltısı içinde darmadağınık ve ışık saçarak yükseliyordu. Biraz geride, tamamlanmamış bir başka yığın daha vardı.

İki kardeş bir dakikalığına dinleniyor, yükün yukarı gelmesini bekliyorlardı.Alınlarını kollarıyla silip duruyor, sıcağın etkisi ve son yükü yerleştirmenin yorgunluğuyla iç çekiyorlardı. Üzerinde durdukları yığın çok yüksekti, onları çitlerin tepesinden daha yukarılara kaldırıyordu; Kardeşlerden genç olanı, Maurice, kaygısız ama nazik, güçlü, yirmi bir yaşında yakışıklı bir delikanlıydı.

“Bak sen,” dedi, dirgenin topuzuna dayanarak, “beni kandırdığını sanmıştın değil mi?” Konuşurken gülümsedi, sonra yine düşüncelerinin tatlı eziyetine daldı.“Öyle düşünmedim … seni bilmiş,” diye sertçe cevap verdi Geoffrey, hafifçe alay ederek.

Kardeşi onu alt etmişti. Geoffrey, Maurice’den bir yaş büyük, çok iri ve hantal bir adamdı. Mavi gözleri kararsızdı, hemen başka tarafa kayıyordu;ağzı marazi derecede hassas görünüyordu. Tüm iri gövdesinde ürkeklikle geri çekildiği hissediliyordu. Ateşli çekingenliği onda bir hastalıktı.

Maurice kıkırdadı, sonra acı kadar keskin bir anının sancısıyla sarsılarak döndü ve kendini samanların içine bastırdı.“Dualarını Almanca söyleyebiliyor musun?” diyordu boğuk sesiyle.“İstemiyorum,” diye homurdandı Geoffrey.Maurice kıkırdadı. Yüzü tamamen saklıydı ve karanlıkta bir gece önceki deneyimlerini yeniden yaşıyordu.

“Onu kulağının altından öpmeye ne dersin, oğlum,” dedi garip ve huzursuz bir sesle. Aşk ile ilk temasından hâlâ şaşkın ve ateşli, kıvrandı.1 Ben küçüğüm, kalbim temizdir, içimde İsa’dan başka kimse yoktur.

Geoffrey’nin yüreği kabardı ve her şey karanlığa gömüldü. Manzarayı göremiyordu.“Göğüsleri tam iki avuç dolusu,” dedi Maurice, alçak ve kışkırtıcı bir ses tonuyla, kendi kendine konuşur gibi.

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.