Gelişim Psikolojisi (Yetişkinlik - Yaşlılık - Ölüm) - Bekir Onur - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Gelişim Psikolojisi (Yetişkinlik – Yaşlılık – Ölüm) – Bekir Onur

Gelişim Psikolojisi (Yetişkinlik – Yaşlılık – Ölüm) – Bekir Onur

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: Nisan 2014
Eklenme: Ocak 17th, 2024
Dil: Türkçe
Sayfa: 415
Yazar: Bekir Onur

2.811 Kişi Tarafından Görüldü

Gelişim psikolojisi, psikolojinin en önemli ve en geniş alanlarından biridir. Önceleri yalnızca çocuk psikolojisi ve ergen psikolojisi dallarıyla bilinen gelişim psikolojisi, bugün bütün insan gelişimini ele alan geniş kapsamlı bir alanı içermektedir.

Çağdaş gelişim psikolojisi, insanı doğum öncesinden başlayıp ölümüne kadar incelemeyi hedeflemektedir. Gelişimin yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerinin, ölümü de içine alacak biçimde gelişim psikolojisinin kapsamına girmesi yeni bir olgudur.

Prof. Dr. Bekir Onur’un bu yapıtı, ülkemizde yetişkinlik, yaşlılık ve ölümü inceleyen ilk gelişim psikolojisi kitabıdır.

İnsan gelişiminin bütünlüğü ve sürekliliği dikkate alınarak, kitapta çocukluk ve gençlik dönemlerinin gelişimine de yer verilmiştir.

Gelişim Psikolojisi, insanın nasıl geliştiğini merak eden herkesin rahatlıkla okuyabileceği zengin içerikli bir kitaptır.

Gelişim Psikolojisi’nin ilk yayınlanışından bu yana yaklaşık on yıl geçti. Genişletilmiş ikinci baskıyı, daha genişletilmiş ve gözden geçirilmiş bu üçüncü baskı izliyor. Ben de ergen, Çocuk, yetişkin derken, bir yandan gelişimin belli başlı dönemlerinde geziniyor, bir yandan da yaşlanıyorum.

Okuyucu biraz daha dişini sıkarsa, benim yaşlılığa ve ölüme ilişkin kendi spekülasyonlarımı okuyabilir yakında. Oysa ben aradan geçen şunca yılda bu alandaki kitapların çoğalmasını ne kadar dilerdim!

Bir ülkede yaklaşık yirmi beş yılda yalnızca iki-üç çocuk psikolojisi kitabı, on beş yılda yalnızca bir-iki ergenlik psikolojisi kitabı, on yılda yalnızca tek bir yetişkin psikolojisi kitabı yayınlanıyorsa burada bir sorun var demektir, hem bilim adına hem ülke adına.

Yirmi birinci yüzyıla girmeye, Avrupa’nın kapısından geçmeye hazırlandığımız şu günlerde bilgi çağından, bilgi toplumundan, bilginin gücünden, öneminden yeniden söz etmeye gerek var mı?

Başkaları bilgi bombardımanından, bilginin dağlar gibi birikmesinden, çığ gibi artmasından, iletişim otoyolları kurulmasından söz ederken, bizim bu bollukta hala yoksulluk çekmemiz ürkütücü geliyor bana.

Elimizi çabuk tutmazsak ne çağcıl olabileceğiz, ne de onun vazgeçilmez koşulu olan bilimi yakalayabileceğiz.

Çok araştırmaktan, çok yazmaktan, çok okumaktan, hem de bunları hiç durmadan, soluk bile almadan yapmaktan başka çaremiz yok açıkcası. Elinizdeki kitap işte böyle bir kaygının, çabanın, dileğin ürünü.

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.