Gece Sesleri - Ayşe Kulin - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Gece Sesleri – Ayşe Kulin

Gece Sesleri – Ayşe Kulin

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: 2012
Eklenme: Ocak 18th, 2024
Dil: Türkiye
Sayfa: 190
Yazar: Ayşe Kulin

1.646 Kişi Tarafından Görüldü

Çağdaş Türk edebiyatının en sevilen, en çok okunan yazarlarından biri olan Ayşe Kulin, Gece Seslerinde kapalı bir yapısı olan Anadolulu Türk ailesinin gizlerini kurcalıyor.

Egeli büyük bir ailenin kuşaklardır içinde gizlediği sırların peşinde akan bu roman, şaşırtıcı olay akışıyla olduğu kadar ustalıklı kurgusuyla da okuru nefes kesen bir serüvene sürüklüyor.

Özünde bir ana-kız romanı olan Gece Sesleri, bir yandan ailenin bu çok tartışmalı ilişkisini gözler önüne sererken, bir yandan da Türk toplumunun yaşadığı derin sarsıntıları dile getiriyor.

Yakın tarihin simalarını ve tarihini kurguyla gerçekliği en mükemmel biçimde harmanlayarak ele alan Ayşe Kulin, Gece Seslerinde de yüz binleri bulan okurları için neden vazgeçilmez bir yazar olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

Bozova’da geçmişten günümüze gelen sırlar var. Ziynet dadı gencecik kız iken yaşıtlarına göre biraz daha fazla geliştiği için çiftliğin küçük ağasının dikkatini çeker.

Ziynet dadı müzmin bekardır, aynı zamanda Nedim’in süt annesi ve dert ortağıdır.

Satı bir gün Sultan Hanım’ın yanındayken Yusuf ağa Ziynet dadının yatağına gelir. Satı, Sultan Hanım’ın yardımcısıdır. Yusuf ağa Kerami ile kardeş ve Nedim’in amcasıdır. Çok fazla zeki olmamasına rağmen fabrikanın başındadır.

İki kız evladı vardır. Yağız’ın etkisinde kalarak ağabeyine kafa tutarak aile ortamını bozar. Yağız ise Sultan Hanım ne kadar ebenin oğlu olarak tanıtsa da aslında Ziynet ile Yusuf’un oğludur.

Dört kuşağı içine alan anne-kız ilişkileri, aile içi çatışmalar, sık tekrarlanan askeri darbelerin değişik kuşaklar üzerindeki izleri…

Pencereden dışarıya bakıyorum içim daralarak. Zamanı durduran bembeyaz bir duvar var

camın ardında. Ufuk gözükmüyor. Ufuksuz bir mekâna hapsolmanın iç sıkıntısıyla koltuk

aralarına yığılmış çantaların üzerinden atlayarak yerime geri dönüyorum. Aniden bastıran

karın altüst ettiği seferlerden dolayı, yaklaşık iki saattir Esenboğa Hava Alanı’nın rahatsız koltuklarından birinde oturmaktan bacaklarım uyuşmuş. Girip çıkan yolcularla kapılar açılıp kapandıkça içeri sızan soğuk içime işliyor, taş zeminden rutubet geçiyor ayaklanma. Kuş gibi tünediğim plastik koltukta, açlıktan olsa gerek başım dönerek, midem bulanarak,derviş sabrıyla bekliyorum.

Türk Hava Yolları ‘nın duyuru Türkçesi adını taktığım o tuhaf vurgulamayla, yer hosteslerinden birinin kelimeleri yuta yuta, “Uçak seferleri kar yüzünden iptal edildi,” dediğini duymamak için, birkaç saat daha oturmaya razıyım, yeter ki gün yarına kavuşmadan, bu soğuk, sevimsiz ve nem kokan bekleme salonundan kurtulayım.

Yeter ki sabahın köründe başlayan beklenmedik yolculuğum, bir sonraki güne sarkmadan bugün bitsin!

Camın kenarında oturan küçük kızın kıvırcık saçları var. Taranırken canı ne kadar çok acıyordur kim bilir.

Çocuğun tarağa gelmez ince saçları bir perde daha açıyor gözlerimin önüne.”Anneeee, tarama saçımı ne olur. Acıyo anne!””Böyle de olmaz ki gülüm, biraz dayan, şu kurdeleyi taktım mı tamam.” “Benim saçlarım niye dümdüz değil seninkiler gibi?””Sen babana çekmişin.” “Ben de düz saç istiyorum.”

“Büyüyünce berbere gider düzleştiririz.” “Nasıl?””Fön çekerler.””Ben şimdi istiyorum.””Çocukların saçına çekilmez fön. Hem ne güzel böyle kıvırcık… keşke benim de saçlarım böyle olaydı.”

“Şaka, şaka,” diyorum, “annem olur mu hiç, kız kardeşim o benim. Arkadaşım.”Gidiyorlar. Hiçbir zaman arkadaşı olamadığım ve güzelliğini hep kıskandığım annemin yatağına oturup kabarttığım yastıklara yaslanıyorum; uykusuzluktan, yorgunluktan ve ağlamaktan yanan gözlerim kapanıveriyor.

Ona bir bebek beklediğimi söylediğimde, “Delisin sen,” demişti, “hayatını durdurmak istiyorsun!”

“Nasıl söylersin bunu, sen bana hamile kaldığında çok daha gençtin.”

“Ben, kefaretini ömür boyu ödeyeceğim bir hata yapmışsam, sen de

mi yapmalısın?”

“Anne! Ben bir hata mıydım? Beni istemedin mi?”

“İstedim elbette. Mesele sen değilsin.” “Ya kim?”Susmuştu. Israr etmiştim.

“Ben her zaman bildim, istenmeyen bir çocuk olduğumu.” “Saçmalama ne olur. Bana haksızlık ediyorsun.””O hata dediğin… kim o, ben değilsem?”

Ayda annesinin günlüğünü merakla okumaya devam eder. Ziynet dadı ile Nedim babası arasındaki çarpık ilişkiyi öğrenerek yıkılır.

Annesinin bu sebeple kliniğe yattığını öğrenir. Ayda annesiyle yaşadığı sorunları kendi kızıyla da yaşadığını fark eder. Ayda ve Aslı hatalarını düzeltmek için hastaneye gittiklerinde geç kaldıklarını öğrenirler.

Geçmiş araştırılırken ortaya çıkan sırlar, ertelenmiş, söylenmemiş sevgi sözleri, dolayısıyla pişmanlıklar… Kulin, Egeli büyük bir ailenin 40’lı yıllardan başlayarak günümüze kadar gelen öyküsünü anlatıyor.

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.