Don Camillo dizisinden, zevkle okunacak bir yapıt olan Don Camillo’nun Küçük Dünyası, Parma şehrindeki yaşantıyı; politika tutkusunu, konukseverliği, eli açıklığı, gelişmiş bir mizah duygusu içinde aktarıyor okurlara.
I Mayıs 1908’de başlamış hayatım,olaylar arasında sürüp gitmekte…Ben doğduğumda, annem dokuz yıldır ilkokul öğretmenliği yapıyormuş. 1949 yılının sonuna kadar sürdürdü bu işini.
O zaman bölgenin papazı, bütün kasaba halkı adına,bir çalar saat armağan etti hizmetlerine karşılık. Elektriksiz, susuz, ama bol bol hamam böcekli, sivri sinekli okullarda elli yıl öğretmenlik yaptıktan sonra, çalar saatinin tik tak’Iarmı dinleyerek, hükümetin dilekçesine ilgi gösterip, kendisine bir emekli aylığı bağlamasını bekliyor şimdi annem.
Ben doğduğum sıralarda, babam biçer döverden gramofona kadar, her türlü makineye meraklıymış. Benim burnumun alımdakine benzer, koskocaman bıyıkları varmış. Şimdi de güzel bıyıkları var, ama artık hemen hemen hiç bir şeye meraklı değil.
Gazete okumakla geçiriyor gününü. Benim yazdıklarımı da okuyor okumasına ya, yazma tarzımı da,düşünme tarzımı da beğenmiyor.O eski günlerde, pırıl pırıl bir adammış babam.
Otomobille bütün İtalya’yı dolaşmış; hem de halkın«kendi kendine yürüyen şeytan arabasını görmek için bir kasabadan, öbür kasabaya gittiği günlerde…