Denizi Yitiren Denizci - Yukio Mişima - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Denizi Yitiren Denizci – Yukio Mişima

Denizi Yitiren Denizci – Yukio Mişima

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: 2017
Eklenme: Ocak 17th, 2024
Dil: Türkçe
Sayfa: 156
Yazar: Yukio Mişima

1.897 Kişi Tarafından Görüldü

Marguerite Yourcenar`ın “İnce, bıçak ağzı gibi dondurucu bir kusursuzlukta,” diye tanımladığı Denizi Yitiren Denizci, dehşeti şiirsel bir anlatımla bütünleştiren, benzersiz bir kitaptır.

“Kusursuz arınma, ancak yaşamı kanla yazılmış bir şiir dizesine dönüştürerek mümkündür,” diyen Mişima bu kitapla görüşünü örneklemiş olur. Mişima`nın en etkileyici eserlerinden biri olan kitap soğukkanlı şiddeti ustalıkla anlatırken, hiç kuşkusuz yazarın çocukluğunda bilinçaltını etkilemiş baskıları da yansıtır.


Roman, dul bir kadın, on üç yaşındaki oğlu Noboru ve kadının ikinci eşi olan denizcinin öyküsünü anlatır. Yaşıtlarıyla bir çete kuran Noboru, ilk tanıştığında denizler fatihi bir kahraman olarak gördüğü denizcinin annesiyle evlenerek sıradan birine dönüşmesinin şokunu atlatamaz.

Rakuyo`nun varlığıyla bütünleşmiş olan bu adam, geminin ayrılmaz parçası olan bu adam, kendini o güzel bütünden koparmış, kendi isteğiyle düşlerinden gemileri ve denizi silip atmıştı.

Noboru, tatil boyunca Ryuji`nin yanından ayrılmamış ve denizle ilgili hikâyeler dinleyerek, ötekilerin hiç bilemeyecekleri denizcilik bilgileri edinmişti. Ama onun istediği, bu bilgiler değil, günün birinde denizcinin hikâyeyi yarıda keserek, yeniden denize dönerken ardında bırakacağı mavi su damlalarıydı.


Deniz, gemiler ve okyanus seferlerinin hayali ancak bu mavi damlalarda var oluyordu.

Giriş

“İyi uykular yavrum.

”Noboru’nun annesi yatak odasının kapısını kapadı, kilitledi.

Yangın çıksa ne yapardı ki?

İlk işi oğlunun kapısını açmak olurdu kuşkusuz kendi kendine böyle söz vermişti. Ya tahta kapı sıcaktan şişerse, ya kapının boyası anahtar deliğini tıkarsa?

Ya pencere?

Aşağıda çakıllı bir yol vardı, üstelik evin ikinci katı umut kıracak kadar yüksektir.

Noboru başına gelen bu belayı kendi aranmıştı. Şef’in sözüne uyup o gece evden kaçmasa bunlar hiç olmayacaktı. Sonradan onu sıkıştırmışlar,soru yağmuruna tutmuşlar, yine de Noboru, Şef’in adını söylememiş, onu ele vermemişti.

Noboru’lar, Yokohama ili Naka ilçesi Yamate mahallesindeki Yado Tepesi’ nde, ölen babasının yaptığı evde otururlardı.

Savaştan sonra işgal ordusu eve el koymuş, üst kattaki bütün yatak odalarının içine birer tuvalet yaptırılmıştı. Geceleri kapının üstünden kilitlenmesinde herhangi bir sakınca yoktu. Ama on üç yaşında bir çocuk için, bu dayanılmaz bir aşağılanma anlamını taşıyordu.

Eve bekçilik etsin diye bir sabah yalnız bırakılan Noboru, öfkesini kusacak bir şeyler bulabilmek için odasının altını üstüne getirmeye başladı.Annesinin yatak odasına bitişik duvarda gömme bir konsol vardı.

Noboru bütün çekmeceleri çekti. İçindekileri fırlatıp yere atarken boş çekmecelerin birine ışık düştüğünü fark etti.

Hemen kafasını çekmecenin boşluğuna soktu ve ışığın kaynağını buldu:Denizden yansıyan yaz güneşi annesinin boş yatak odasına vuruyordu.

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.