GÜN DOĞUYOR
Dili çözülüyor gecelerin.
Gölgeler kaçışıyor derine.
Alıp sihrini bilmecelerin:
Gün doğuyor şehrin üzerine.
Korkarak şekl’alıyor bacalar,
Gün doğuyor şehrin üzerine.
Bakıyorlar günün gözlerine
Gözleri uykulu atmacalar.
Sallayarak dallarını kavak
Yükseliyor her günkü yerine,
Gün doğuyor şehrin üzerine,
Mavi bir ışıkla ağararak.
Gün doğuyor şehrin üzerine,
Renk renk hacimle doluyor her yer.
Dalıyor dağınık yüzlü evler
Hâlâ yanan sokak fenerine.
Toprak kımıldıyor yavaş yavaş,
Gün doğuyor şehrin üzerine;
Bembeyaz gece çiçeklerine
Sabahla düşüyor bir damla yaş.
Ve bir deniz hücumu halinde
Gün doğuyor şehrin üzerinde
Orhan Veli: Türk şiirinin “zincirkıran”ı, “kasketgiydiren”i, “sivilleştiren”i, “açıkhavaozanı” …
“Orhan Veli çok daha ileriye bir adım attı: Şiirin kendi öz bir dili, bir vezni olmadığı gibi kendine öz konuları da olmayacağını gösterdi, ahengin, musikinin de şiirden kaldırılabileceğini anlattı.”
-Nurullah Ataç
“Orhan Veli’nin kavgası, edebiyatımızın en büyük kavgasıdır, buna inanıyorum. Irmağın yatağını daha doğal bir vadiye indirdi. Şiire kasket giydirdi, sivilleştirdi onu. Bugünkü şiir verimleri onun daha verimleridir biraz.”
-Cemal Süreyya
“Her tümce bir yana, açık havanın ozanıdır Orhan Veli her anlamda. Caddeler genişledi, kitaplar inceldiyse Çalap’ın işi değildir bu. Geleceğe doğru süren bir şimdinin şiir etkisi! Yalnızca gam değişikliği de değil, hepten Atonal. Orhan Veli olayı da, olaylığını yitirmiştir artık. Şiiri ise kalmıştır görünüyor, geniş açıdan bir deyişle.”
-Ece Ayhan