Bir Şahin Uçuyor (Fedainin Son Yolculuğu) - James Boschert - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Bir Şahin Uçuyor (Fedainin Son Yolculuğu) – James Boschert

Bir Şahin Uçuyor (Fedainin Son Yolculuğu) – James Boschert

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: 2015
Eklenme: Ocak 18th, 2024
Dil: Türkiye
Sayfa: 498
Yazar: James Boschert

893 Kişi Tarafından Görüldü

Elbruz Dağları’nın Doruklarında Seyduna Hasan Sabbah’ın Fedai Yetiştirdiği Bir Kale Vardır: Adı ALAMUT’tur Yani “Kartal Yuvası”Hacıları düşündü. Aralarında rahipler ve kadınlar da vardı fakat bir şey eksikti. Zihni birkaç dakika bunu bulmaya uğraştı ve sonra anladı: hiç çocuk yoktu. Neden bunların arasında hiç çocuk yoktu?

Birden irkildi. “Sör Guy, Claude, ben yayımı almaya gidiyorum. Hemen silahlanın ve diğerlerine de silahlanmalarını söyleyin.” Sesindeki acili yetin farkına varan Sör Guy ve Claude hemen harekete geçtiler.

Talon’a herkesten daha çok güveniyorlardı. Rahiplerin başı hala kapalıydı; küçük bir grup dosdoğru kapı kulesine doğru yürüyordu. Talon şansını denemeye karar verdi.”Durdurun şu adamları!” diye bağırdı, kapının yanındaki silahlı adamlara doğru giden dört adama işaret ederek.

Pek çok göz onun olduğu tarafa dönerken şaşkın bir sessizlik oldu ve sonra rahip kılığındaki adamlar dosdoğru kapıdaki adamlara doğru koşmaya başladılar.”Silah başına! Silah başına!” diye bağırdı avazı çıktığı kadar.

 

Şahin yükseliyor masmavi gökyüzünde kanatlarını hızla çırparak,

Aşağıdaki muhteşem manzara hücum ediyor

birden keskin gözlerine;

Gururlu Carmel türlü çiçeğe bezeli çimen yeşili başını havaya dikti,

Odunsu tüyleri gururla eğiliyor Acre ‘nin karlı kalelerinin üstünde:

Arkada Nablus ‘un tepelerini görüyor, kıvrımlı bir yolun seçildiği,

Tanrı ‘nın sevgili şehri, meşhur Kudüs ‘e giden.

                                                            Hadler ‘in derlemesi Şiirler

Bir Şahin Uçuyor (Fedainin Son Yolculuğu) özeti

Hafif çiseleyen yağmurun altında çamurlu sokakta ilerleyen rahip gibi giyinmiş ve kapüşonunu başına çekmiş bir siluet merdivenin üstünde uykulu muhafızların birbirleriyle konuşarak dolaştığı büyük bir taş evin kapısına doğru yöneldi “Kimdir bu gelen? ” diye sordu muhafızlardan biri, mızrağını gelip sessizce önlerinde duran siluete doğru çevirerek.

” Ben Peder jonathan, Piskopos’ u görmeye geldim , ” dedi kukuletalı siluet, tiz bir sesle. “Hımm, lütfen bekleyin , Peder,” dedi diğer muhafız daha saygılı bir tavırla ve ağır ahşap kapıya vurdu. “Günah çıkarttığın papaz mı?” diye sordu Talon aptal aptal.” Evet. Peder Martin . . .onu tanıyor musun?” Talon’un gözleri kocaman açıldı ve sendeleyerek yataktan çıktı .

Peder Martin’i tanıyor ve seviyordu ama birbirlerinden ne kadar hoşlansalar da, burası bir kilise adamıyla karşılaşılacak bir yer değildi. “Özür dilerim, Susan nah, çoktan gitmeliydim!”

Talon önceki gece birinin onu izlediğini fark etmişti . Bu rahatsız ediciydi , çünkü burada Acre’de hesaplaşmak isteyen Fedailer olabilirdi. Bir sokak ağzında pelerinli bir adam kamburunu çıkarmış,yolun aşağısında karşıdaki bir kapıya dikmişti gözlerini . Sokakta hareketlenme başlayınca, önceki gece keşfettiği taş duvarın içindeki bir yarığa doğru çekildi.

 

 

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.