Hareket halindeki bir cisim bir dış kuvvet etki etmediği sürece hareket halinde kalır. Önüne çıkan her şeyi dümdüz etmesi gerekse bile…
Soğuk bir sonbahar gününde lise öğrencisi Liz Emerson arabasını bir ağaca çarpar. Niye ya? Liz Emerson neden dünyanın onsuz daha iyi olacağına karar verdi? Neden vazgeçti? Bu unutulmaz, doğrusal olmayan roman, Meridian Lisesi’nin en popüler genç kızının kısa ve yıkıcı hayatını bir araya getiriyor. Kütle, ivme, momentum, kuvvet—Liz bunu fizikte anlamadı ve Mercedes’i ağaca doğru hızla giderken bile şimdi anlamıyor. Birbirimizi nasıl etkileriz? Eylemlerimiz nasıl yankılanır? Arkadaş olmak ne demek? Birini sevmek için? kızı olmak mı? Yoksa bir anne mi? Hayat gerçekten sebep ve sonuçtan daha fazlası mı?
Kütle, ivme, durağanlık ve kuvvet… Liz, Hareket Kanunları’nı bir türlü anlayamamıştı. Ne fizik dersinde ne de son hızla önündeki ağaca doğru aracını sürerken…
Başka insanların hayatını nasıl etkilediğimiz, eylemlerimizin nasıl sonuçlar doğurduğu, arkadaşlığın ya da anneliğin anlamına dair sorularla dolu bu kitap, hayatın gerçekten neden-sonuç ilişkisinden mi ibaret olduğunu sorgulatıyor.
Liz hiçbirini anlamıyordu. Ama ben anlıyordum. Neden düştüğümüzü anlıyordum. Nereye ve nasıl düştüğümüzü de. Mutsuzluğunu anlıyordum, kalbini paramparça eden yalnızlığı ve sessizliği de… Böyle olmak zorunda değildi, değil mi? Hep böyle olmamıştı, değil mi? Hayatta kal, Liz Emerson, benimle kal…
“Yazar neşeli olduğu kadar güçlü ve sıra dışı gözlem yeteneğiyle, çok yönlü karakterler, umutlu bir son ve zamanı yakalayan detaylarla romanını ele almış.”