Bu cildin ilk basımındaki önsözde Anai”s nin, beş kitaptan oluşan eserini “kadın gelişiminin öyküsü” olarak nitelemişti. 1945’tc şöyle yazdı: “Bocalamanın, kafa karışıklığının kökenine dönmek gerekiyor, çünkü bu, kadının kendi doğasını anlamak için verdiği savaşımın başlangıcıdır. ..
Henüz erkekle değil, onun içindeki çocukla bağlantı kurabilen, yalnızca anneliğe muktedir olan kadının, kendi kendisiyle giriştiği savaşın ilk adımı…
Bahçedeki aynalar, kadının daha ileriye gitmeden önce durup dikkatle bakması gereken aynalardır. İşte bu, aynaların ve onun karşısına dikilen doğanın öyküsü; aynalarda salt kadınların görmeyi göze alabileceği bir şey var: henüz tamamlanmamış olan bir kadın.
“Bu Açlığın 1945 basımı işte bu girişle yayınlandı; Anais Nin ‘in sahibi olduğu Gemor Yayıncılık’ta kendi eliyle bastığı kitaplarının sonuncusuydu.
On beş yıl sonra Anals Nin, artık Ateş Merdivenleri’nin standart biçimi olup çıkan ilk İngiltere baskısına, başka ve kısa bir ön söz ekledi.
İçsel Kentler ana başlığını taşıyan beşlemeyi tamamlamıştı artık. “İlk amacım bir nehir roman’dı,” diye açıklıyor l 963’te, “ilişkilerin farklı yönlerini irdeleyen bir dizi roman; sürüp giden bir deneyim senfonisinde, dört kadını betimlemek.
Bütün kişilikler ilk ciltte, yani Ateş Merdivenlerinde sunuldu ve daha sonra, onu izleyen ciltlerde geliştirildi.