Aşkın Şehidi - Ahmet Turgut - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Aşkın Şehidi – Ahmet Turgut

Aşkın Şehidi – Ahmet Turgut

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: 2012
Eklenme: Ocak 18th, 2024
Dil: Türkiye
Sayfa: 472
Yazar: Ahmet Turgut

4.379 Kişi Tarafından Görüldü

Aşkın Şehidi, romanı Hz.Hüseyin’in son 99 gününü konu ediniyor. Onunla yürüyecek, onunla konuşacak ve onunla titreyeceksiniz.


Sözlü Edebiyatımızın türküler, ağıtlar ve destanlarla her dem diri tuttuğu ama yazılı edebiyatımızın bir türlü eğilemediği bir dönem ilk kez roman unsurları ve çarpıcı bir anlatımla okuyucuların karşısında…


Geçmişin gelecekle harmanlandığı, karanlığın aydınlıkla savaştığı bu 99 gün insanlık tarihinin derin bir özeti aslında. Orada vefa ve adanmışlık, verilen sözlerden cayıp dostu terk edişle bir arada.

Umutlar korkularla savaşıyor. İlkeler çıkarlara meydan okuyor. Bir yanda zalimler zulümlerine bahaneler ararken ötede karşı duruşun ve mücadelenin ahlâkı var.

Üstelik bu romanda anlatılanlar sadece 1330 yıl öncesinin hikâyesi değil. Duyabilenler için seslenmekte Kerbelâ: “Bende okuduğun bizzat sensin, unutma!

 Lanet okumak istersen ölüp gitmiş Yezid’i bırak, kendi nefsine bak! Ve sendeki aklı düşün! Sadece kendi çıkarlarını gözetip pervasızlıklarına türlü gerekçeler buluyorsan dün Hüseyin’i terk edenleri kınama! Yaşasaydın sen de onlardan biri olacaktın. Aşka şahitsen ve aşkın içindeysen sen de her dem diri kalanlardansın. Hatırla! Kişi sevdikleriyle beraberdir…”

“Nefis ister, akıl gerekçeler bulur, vicdan aklar.
Oysa sen kendini kandırsan bile unutma ki;
Allah hesap sorar, ellerinle kendini ateşe atma!..”
Aşkın Şehidi

Kerbelâ, Hüseyin ve yoldaşlarının katligâhı… Orada kan ve gözyaşı var. Oradaki susuzlukla senin de ciğerlerin kavrulur. Ve başlarsın âh-u figan etmeye. İçin yandıkça görürsün:

Kerbelâ hak aramanın ve özgürlüğün destanıdır. Teslimiyetin, adanmışlığın ve sadakatin zirvesidir. Her biri ayrı bir şiar olan yetmiş iki şehidin yurdudur Kerbelâ…

Onlara kapılanırsan nakşolur kalbine: Aslında her yer Kerbelâdır, her gün Âşura… Ve dile gelir Kerbelâ:

“Benim için ağlama. Kendine bak!” der… “Adına lanetler okuduğun Yezid bizatihi nefsindir. Hesapsızca ister, bu uğurda canlar yakar. Hüseyini terk edenleri kınamadan evvel bir kez daha düşün!

Sende bir akıl var. Sadece kendi çıkarlarını hesap eder ve heveslerini haklı göstermek için türlü bahaneler uydurur.” Kerbelâ ikazla yetinmez. Kurtuluşun yolunu da gösterir: “Hüseyini Allah katından sana üflenen ruh belle!..

Arına paklana yücelirsen sen de Rabbinden bir delil oldun demektir. Aşka şahit isen bu Şehadet kutlu olsun. Sen Aşk ile her dem diri kalanlardansın.

Bir gece sayfaları aralandı Kitabın. Karşımda duran, surelerin en kısasıydı: “Şüphesiz sana Kevser’ i verdik. Öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.

Asıl izi silinecek olan, sana kin besleyendir.”Sayfayla birlikte gözlerim de kapandı. Önüm sıra, her biri tek başına topluluk olmuş insanlar belirdi.

Vakurdu hâlleri. Sanki geçmişten geleceğe, karanlıktan aydınlığa yürüyorlardı. Yine de sordum kendi kendime, “Nereye gidiyor bunlar?” diye.“Kerbelâ” dedi bir ses.

Şevklenip artlarına düşmek istedim.O ses, “İyi düşün, bunun bedeli ağırdır.” dedi.

Korktum.“Kûfeliler de korkmuştu. Unutma!

Korkanlar dostlarını terkederler.” dedi aynı ses.

Utandım bu kez. Aklım karıştı, gönlüm bulandı. O ses, “Ne utan, ne de kork!” dedi. “Anlamaya bak! Gidenler kazandı.”

“Yezid…” dedim merakla. “O kazanmadı mı? Hüseyin’in ve yoldaşlarının kanını döküp tahtına daha bir güvenle kurulmadı mı?”

“Yanlış biliyorsun.” dedi. “Aç, bir daha oku! Ve düşün; kazanan Yezid mi, yoksa İmam Hüseyin mi?”

Merak ettim. Bu kez nasıl okuyacaktım?

“Kerbelâ’yı cinayet öyküsü bilme!” dedi. “Onda bir sayfa daha var, ana sütü kadar ak ve pak olan. Orada kahramanlar kâh Alioğlu Hüseyin’dir, kâh Fâtıma kızı Zeyneb.”“Amenna!” dedim pür telâş ve ekledim: “Biliriz ki, Kerbelâ hak aramanın ve özgürlüğün destanıdır.

Sabrın, teslimiyetin ve adanmışlığın azametidir.”İçimdeki ses, “Hâlâ bazı hakikatleri anlayamamışsın.” dedi.Duruldum. Sükût edip boyun büktüm.“Kerbelâ’yı uzaklarda arama.” dedi. “Bu hikâyenin Yezid’i, sana her dem kötülükler emreden ve yeryüzünde nifak çıkarıp kan döken nefsindir.

Zoru gördükçe dostlarını yarı yolda koyan Kûfeliler, aslında maslahat gözeten aklındır. Arına paklana yücelen ve Allah’ın yeryüzündeki halifesi olan Hüseyin, Allah katından sana üflenen ruhtur.

Unutma! Seni yaratan; Yezid’i de,Kûfelileri de, İmam Hüseyin’i de var edendir.”

Titredim o vakit. Nutkum tutuldu. Habibullah’ın, “Oğlum”dediği Hüseyin ile adına asırlardır lanet okunan Yezid içimdeydi demek. Ve ben ekseri olarak Kûfelilere benziyordum.

“Okuyacağım.” dedim, “En baştan okuyacağım.”Ve öylece çevirdim “Aşkın Diriliş” sayfalarını…Allah’ın salât ve selamı Resûl’ün ve Âl-i Beyt’inin üzerine olsun!

İlk kitabı “Bozkırın Sırrı – Türk Peygamber” ile aylarca çok satanlar listesinde yer edinen Ahmet Turgut’tan yine çarpıcı ve çok tartışılacak bir roman…

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.