Amerika'daki İmam - Ergün Poyraz - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Amerika’daki İmam – Ergün Poyraz

Amerika’daki İmam – Ergün Poyraz

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: 2009
Eklenme: Ocak 18th, 2024
Dil: Türkiye
Sayfa: 387
Yazar: Ergün Poyraz

1.222 Kişi Tarafından Görüldü

Ergenekon tertibiyle yaklaşık 2.5 yıldır ceza evinde olan yazar bu kitabıyla Fethullah Gülen’in bilinmeyenlerine ışık tutuyor. Kitapta Fethullah Gülen’in soyu ile ilgili tüm bilgilerin yanında İslamla telifi mümkün olmayan eylem erine yer veriliyor.

Gülen’in bir ayda hazırladığı risalesinde; Allah’ın sıfatlarını eksik bildiğini, Cuma’nın şartlarını bilmediğini, namazın şartlarından habersiz olduğunu, mezhepler ve mezhep imamları hakkında hiçbir bilgisinin olmadığını belgeliyor.

Kitapta; Ergene kon tertibinin Gülen’in ülkeye rahat dönebilmesi amacını taşıdığını, Gülen’in hocalığının istihbarat örgütlerinin eseri olduğunu kanıtlıyor.

Yazar; kitapta Fethullah Gülen’in kimliğine projektör tutuyor. Burada verilecek karar; Gülen’in kendi halinde bir din adamı mı, yoksa Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün raporunda önemle vurguladığı gibi; ‘Cumhuriyete karşı en sinsi, en kapsamlı ve en tehlikeli oluşumu köklen diren biri mi olduğu’dur.

Amerika’daki İmam Kitap Özeti

Fetullah Gülen, cemaatinin yayınladığı ve Gülen’i övme yarışına girdikleri kitaplarda;”Hoca efendi, son ikiyüz-ikiyüzelli yıllık tarihi itibariyle yenilgiler ve perişanlıklar içerisinde yaşayan; ancak son yüzyılda olumlu istikamette mesafe kat eden bir milletin tarih sahnesindeki yerini gelecek asırlarda tayin edici unsurlardan biri olacak hareketin fikir mimarı” olarak tanımlanıyordu.

Fetullah Gülen, yerleştikleri memleketlerde insanların önce kucak açıp bağırlarına bastıkları bir ortamdan, zararlı eylemleri nedeniyle sürekli kovulan bir aileden, bir soydan geliyordu. Önce Ahlat’tan kovuldular. Göç ettikleri Pasinler’e ya da diğer adıyla Hasankale’ye yerleşmelerinin ardından, Yozgat Yerköy, yeni adresleri oluyordu. Burada da rahat durmadılar. Korucuk bir başka sürgün yerleri oldu.

Gülen’in cemaatinin yayın organlarına verdiği söyleşiler kitaplaştırılıyor, bu kitaplarda Gülen; mitolojik bir efsanenin başkahramanı olarak sunuluyordu. Yine aynı yayınlarda; kendini efsaneleştirme uğruna hata üzerine hata yapan, bir önce söylediğini bir sonra tekzip etmesiyle de kendi kendinin Brütüs’ü olan bir Gülen portresiyle karşılaşıyorduk.

Gülen, hayatını anlatırken kimi yerde üç yaşında, kimi yerde dört yaşında, kimi yerde beş yaşında namaza başladığını ve bir daha bırakmadığını ileri sürerken, başka bir yerde ise kılamadığı namazlarını kaza ettiğini söylüyordu.

Dört yaşında iken Kur’an’ı bir ayda hatmettiğini iddia ederken ,girdiği vaizlik sınavında geçer not olan on üzerinden beşi akrabaları olan diyanet görevlilerinin desteği ile oldukça zorlanarak alabiliyordu.Gülen, atadan, dededen bu yana sahabe aşkıyla yandıklarını, sahabeyi dillerinden düşürmediklerini belirtiyordu.

Nedense Gülen’in ilan ettiği bu sahabe aşkı ailenin çocuklarına verdiği isimlere bile yansımıyordu. Yansımadığı gibi daha ilginç bir durum gerçekleşiyor, genelde Müslüman ailelerin itibar etmediği bir ismi Gülen’in kardeşi taşıyordu: Mesih! Fetullah Gülen, ailesinin hem anadan hem babadan Peygamber Efendimizin soyundan geldiğini ilan ediyordu.

Ancak;”Şecere nerede” diye sorulduğunda ise tam bir şark kurnazlığı edasıyla “Kayboldu” diyebiliyordu.Gülen ilk mektebi normal yollardan bitirememişken, bir de adını

ve soyadını bile zorlanarak yazarken, nasıl oluyorsa İngilizce kitaplara imza atıyor, Yahudi haklarını korumak ve Yahudiliğe hizmet için kurulan ADL’nin başkanı Abraham Foxman’dan kitap yazma siparişi aldığını övüne övüne anlatabiliyordu.

Dün ağız dolusu sövdüğü, sövmekle de kalkmayıp lanetler yağdırdığı; Amerika, Batı, Vatikan ve Papa’ya bugün her fırsatta övgüler yağdırıyor, onları iltifatlara boğuyor, bağlılıklarını bildiriyor, hizmetlerinde olduklarını arz ediyor ve adeta onlara biat ediyordu. Gülen, zora geldiğinde haşa Allah’ın özel kalem müdürü edasıyla cennetle müjdelediği müritlerine kendi tanımlamasıyla “Suma” yani “Gizli riya” ya da daha açık bir deyişle iki yüzlülük yapmalarını telkin ettiğini ifade ediyor, Allah ve Peygamber sevgisinin de yalan olduğunu itiraf ediyordu…..

 

 

 

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.