Adalet
Sen Uyuyabilirsin ama Vicdanın Asla

Aslında hiçbir zaman unutmuyorsunuz,
sadece yaralarınızın üzerini bir doku kaplıyor 
ve hayatınıza devam ediyorsunuz…

“Kurguyu incelikle işleyen, gerilim unsurlarını ustalıkla kullanan ve yaşam ile ölüm arasındaki geçişi en iyi şekilde yansıtan yirmi altı usta söz sarrafının yetenekleriyle bezenmiş bir romanın tadına varacaksınız.”

“Kurguyu incelikle, isleyen, gerilim unsurlarını ustalıkla kullanan ve yasam ile ölüm arasındaki geçişi en iyj. şekilde yansıtan yirmi altı usta söz sarrafının yetenekleriyle bezenmiş bir roman.

Okurlar, alışıla gelmiş polisiye hikâyelerinde, yalnızca bir yazarın yeteneklerinden ve hayal gücünden büyülenirler, ancak kanunsuz bir suçu konu alan bu romanda kurguyu incelikle işleyen, gerilim unsurlarını ustalıkla kullanan ve yaşamla ölüm arasındaki geçişi en iyi şekilde yansıtan yirmi altı usta söz sarrafının yetenekleriyle bezenmiş bir hikâyenin tadına varacaklar.

Aslında bu çok nadir rastlanan bir durum, çünkü gerilim yazarları işleri söz konusu olduğunda herkesin bildiği gibi birer münzevi ve paranoyak haline gelerek pek de dostça olmayan bir tavır takınabilirler.

Romanlarına ilişkin son sözü söylemeyi severler, fakat bu kadar mutlak bir güç nadiren elde edilse de sarhoş edicidir; özellikle de hikâyelerini Hollywood’a satmışlarsa, güçlerinin sıfırın altına düştüğünü fark ederler. Ne var ki hikâye dünyasının dışında ve ellerinde bir kadeh içki olduğunda ilginç ve eğlenceli insanlardır.

İyi hikâye anlatan herkes gibi, partilerde etraflarını hep kalabalık bir grup sarar. Birçok yazarın, içine dalmaya hazırlandığınız bu hikâyenin bölümlerini yazmayı kabul etmiş olmaları, burada bir araya gelen yaratıcıların nezaketi kadar, Strand dergisi editörlerinin ikna yeteneğinin bir göstergesidir.

Polisiye romanlar kitap dünyasının suçlu hilekârları gibidir. Bazı ukala eleştirmenler onları alenen küçümsedikten sonra, metroda giderken Ulysees’ineski bir baskısının ardına saklayarak, SherlockHolmes’u henüz keşfettiği için sevinçten kabına sığmayan bir çocuk gibi bayıla bayıla okurlar.

Bir emeğin eseri olan bu sayfalar, okurun yaratıcıyla boy ölçüşebileceği belki de tek alandır.