Kum Kitabı, Cambridge’deki kendi gençliğiyle karşılaşması, yeryüzündeki tüm bilgiyi toplamak için tüm dünyadaki kitapları toplayan bir örgüt, eski İskandinav ve Anglo Sakson efsaneleri gibi temalar içeren bu öyküleri Borges, Brodie Raporu’nda olduğu gibi tümüyle kafasında oluşturdu ve sekreteri Maria Kodama’ya dikte ederek yazdırdı; çünkü bu kitapların yazıldığı yıllarda artık neredeyse tümüyle kör olmuştu.
Kitap, Mitolojik kahramanların, büyülü olayların, fantastik mekânların iç içe geçtiği Borges’in engin hayal gücünün ve edebi dehasının izini sürüyor.
Esere adını veren “Kum Kitabı” adlı fantastik öykü, büyülü bir kitaptan bahsediyor. Bilinmeyen bir dilde yazılmış olan bu öykü sonsuzdur; sayfaları çevrildikçe sonuna yeni sayfalar eklenir. Tıpkı kum gibi ne başı ne sonu vardır…
Borges, Otobiyografik ögelerin ağır bastığı bu kitaptaki öyküler, hem alabildiğine fantastiktir hem de “gelip geçen olaylar üstüne derin düşünceler” havası taşır.