Kar - Orhan Pamuk - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Kar – Orhan Pamuk

Kar – Orhan Pamuk

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: 2019
Eklenme: Ocak 17th, 2024
Dil: Türkçe
Sayfa: 419
Yazar: orhan Pamuk

6.321 Kişi Tarafından Görüldü

Kar,1990’ların siyasi durumunu ele alan ve bütün şiddeti ve çatışmalarıyla anlatan en iyi ve en mükemmel romandır.

Kars’taki siyasal İslamcılar, solcular, Türk ve Kürt milliyetçilerinin başından geçen olayları anlatıyor, başörtüsü sorunu, askeri darbeler ve geri kalmış ülkelerin yaşamanın öfkesi ve ümitsizliği Pamuk Kar’da tartışıyor.

Romanımıza kısa kısa bakalım şimdi;

Kar’ı, romanın yazılış ve yayımlanma süreçlerinin daha önce bilinmeyen ayrıntılarına değinen bir sonsözle birlikte yayımlıyoruz. 

Kucağına düşerek uyuyakaldığı koltuk komşusu Ka’ya böyle bir fısıltıyla Kars’a ne amaçla gittiğini sordu. Ka’nın Kars’ın yerlisi olmadığını anlamak kolaydı.

“Gazeteciyim,” diye fısıldadı Ka… Bu doğru değildi. “Belediye seçimleri ve intihar eden kadınlar için gidiyorum.” Bu doğruydu.

“Kars’ta belediye başkanının öldürüldüğünü ve kadınların intihar ettiğini bütün İstanbul gazeteleri yazmışlar,” dedi koltuk komşusu, Ka’nın gurur mu utanç mı olduğunu çıkaramadığı kuvvetli bir duyguyla.

“Kuranı Kerim Allah’ın buyruğudur, kesin ve açık buyruklar biz kulların tartışabileceği şeyler değildir,” dedi Kadife kendine güvenle. “Bu dinimizin tartışılacak bir yeri yoktur anlamına gelmez elbette. Ama ben dinimi değil bir ateistle, bir laikle bile tartışmak istemem, lütfen kusuruma bakmayın.”

“Haklısınız.”

“Laiklere İslam’ın laik bir din olduğunu anlatmaya çalışan yalaka İslamcılardan da değilim,” diye ekledi Kadife.

“Haklısınız,” dedi Ka.

“İkidir haklı olduğumu söylüyorsunuz, ama buna gerçekten inandığınızı sanmıyorum,” dedi Kadife gülümseyerek.

“Gene haklısınız,” dedi Ka gülümsemeden.

Bir süre sessiz yürüdüler. Ablası yerine ona âşık olabilir miydi? Ka başörtüsü takan bir kadına cinsel çekim duyamayacağını çok iyi biliyordu, ama gene de bu gizli düşünceyle bir an oyalanmaktan alamadı kendini.

Karadağ Caddesi’nin kalabalığına çıktıklarında sözü önce şiire getirdi, acemice bir geçişle Necip’in de şair olduğunu ekledi ve imam hatip lisesinde ona Hicran adıyla tapınan pek çok hayranı olduğundan haberi olup olmadığını sordu.

“Ne adıyla?”

Hicran hakkında anlatılan diğer hikâyeleri de özetledi Ka.

“Bunların hiçbiri doğru değil,” dedi Kadife, “imam hatipten tanıdığım öğrencilerden de hiç işitmedim.” Birkaç adım sonra “Ama şampuan hikâyesini daha önceden işittim,” dedi gülümseyerek. Türbancı kızlara, Batı medyasının dikkatini çekmek için saçlarını kazıtmayı ilk olarak İstanbul’da nefret edilen zengin bir gazetecinin önerdiğini hatırlattı, kendisine yakıştırılan şeyin kaynağını göstermek için.

“Tek bir şey doğru bu hikâyelerde: Evci, türbancı denilen arkadaşlarımı ilk ziyaretimde alay etmek için gitmiştim oraya! Merak da vardı içimde. Peki: Alaycı bir merakla gitmiştim.”

“Sonra ne oldu?” diyerek devam ediyor romanımız.

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.