İki Sela Arası - Nazim Yaşar - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

İki Sela Arası – Nazim Yaşar

İki Sela Arası – Nazim Yaşar

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: Kasım 2016
Eklenme: Ocak 17th, 2024
Dil: Türkçe
Sayfa: 192
Yazar: Nazim Yaşar

38.953 Kişi Tarafından Görüldü

İki sela arasında geçen koskoca otuz üç yıl. Çanakkale“den Ankara“ya, Domaniç“ten Üsküdar Sahillerine kadar hiç bitmeyen bir fütüvvet ruhu. Avrupa“ya atılan ilk adımlar, Bizans ile kurulan dostluklar, Karesi“nin ilhakı ve nice ders alınacak hikayeler. Ve…. Süleyman Paşa Dedesi Osman Bey“in selasından, babası orhan Bey“in selasına kadar geçen vakitte yaptığı fatihler, gazalar ve günümüze bıraktığı birçok eser. Sultanların gölgesinde kalmış bir yiğit. Adının sanının unutulmaya yüz tuttuğu bu vakitlerden, Osmanlı“nın Kuruluş yıllarına ışık tutan şanlı şehzade.. Ruhun Şad Olsun

Sultanların gölgesinde kalmış bir yiğit, Orhan Bey’in oğlu Süleyman Paşa.İsmi tarih kitaplarında pek geçmese de, Orhan Bey zamanında bir çok fetihler yapmış, düşünceli, zeki ve iman dolu bir yiğit.

Alaaddin Paşa, “Yeğenim biz Ümmet-i Muhammed’in erleriyiz,her fırsatta onu temsil eder,Allah lafzını yüceltmek isteriz. Bundan dolayı fethedilen şehirlere ilk cami yapılır…”

Orhan Bey’in oğlu Süleyman Paşa: “Benim yiğit erim, yol arkadaşım. Rabbim bu güne kadar nice fetihler ihsan eyledi. Bu fetihler sayesinde nice övgüler aldık. Yaptırdığım inşaalar sayesinde nice ademin gönlünde dua olduk.”…”Bu övgüler güzel lakin bana dünyevi gelmekte. Bu işler ile uğraşırken evvel ahirde diktiğimiz bu sancaklar bana ölümü unutturur. Bu yüzdendir ki Yenişehir’e, Al-i Osmanlı’nın ilk hutbesi okunan caminin yanında kendi adıma türbe yaptırmak isterim. Bu türbenin yapımıyla sen ilgilenesin.”
Alagar’ın yüzündeki manasız ifade bir anda şaşkınlığa döndü. “Ama beyim, olur mu öyle? Sen yaşarken türbenin dikilmesi..” derken lafını tamamlatma dı Süleyman Paşa. “Sen dediğimi yapasın Alagar. O türbe beni kibirden uzak tutacak.”

Kitap tanıtım amaçlıdır.

İzmit’in çevresini Al-i Osman topraklarına katan yiğit alp Akça Koca’dır. Bundan sonra buraya ‘Kocaili’ diyesin. Onun hatırasını hem sancağında hem de gönlünde yaşatasın

Mehmet Efendi konağa gelip Ahmet Ağa nın önüne küpü koyarak “Ağam bu altınlar senden satın aldığım tarladan çıktı. Ben tarlayı alırken sadece tarlanın parasını verdiğim için bu küp benim hakkım değildir.” diye küpü bırakmak istemiş.Ahmet Ağa; “Bu altınlardan haberim yoktur efendi, sen buldun, senin hakkındır ” diyerek kabul etmemiş. Alın terim olmayan bir sikke hakkım değildir diyerek çözülmez bir hal alan olay kadıya intikal etmiş. Kadı bu anlaşmazlığı çözememiş. Bir üst makam olarak Çandarlı Kara Halil Bey e göndermiş. Çandarlı da bir hal yolunu bulamayınca bu iki ademoğlu “Divana çıkmak isteriz”diye bana başvurdular. Mehmet Efendi, altınları sahiplenemediklerini ve bu altın dolu küpün hazineye alınmasını istediklerini bildirdi. Bunun üzerine Defterdara durumu izah edip, altınların kaydı tutulsun diye emir verdim. Defterdar Kırcı Bey affıma sığınarak ” Bu hazineye yalnızca ganimet ve vergi girebilir ” deyince şaşkınlık içerisinde kaldım. Bir küp altını Bursa’da bulunan çeşitli vakfiyelere dağıtıp olayı çözüme kavuşturdum. Demem odur ki beyim, hükümdarı oldugunuz bu halk, helal ve haram dairesinin farkında olup; benim ilmimi aşan bu olay karşısında işgal ettiğim makamdan azledilmemi isterim.” diyerek sultana arzusunu bildirdi.’

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.