Londra, 1845…
Grace Banbury, evine döndüğü gece bir gariplik olduğunu hissetmişti. Dakikalarca kapıyı çaldığı halde kimse ona yanıt vermemişti. Bir süre sonra kapının zaten açık olduğunu fark etti ve içeri girdi.
Ne annesi ne de erkek kardeşi ortalıkta görünüyordu. Üstelik eşyaların yerinde de yeller esiyordu. Grace neler olduğunu anlamaya çalışırken üst kattan gelen bir sesle irkildi. Yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu belliydi.
Bir süre sonra merdivenlerden inen adamı, hayatında ilk kez görüyordu. Evin ve Grace’in yeni sahibi olduğunu söyleyen bu adamın, Grace için iyi planları olmadığı belliydi.
“Gayle Callen’in romantik hikâyeleri bir harika.”
Jill Barnett
“Okurları nasıl etkisi altına alacağını çok iyi biliyor.”
Lorraine Heath
“Gayle Callen müthiş bir yazar.”
Cathy Maxwell
Giriş’den Alıntı
Grace Banbury, kalbi yerinden çıkacak gibi nefes nefese erkek kardeşinin kasaba evinin ön kapısını çarparak kapattı.
Uzun zam an karanlıkta hizm etçilerden birinin onu içeri almasını bekleyerek kapıyı çalmıştı. Ancak kimse gelmeyince kapıyı açmayı dene- miş ve sanki Tanrı dualarına yanıt veriyormuş gibi onu açık bulmuştu.
Kapıyı hemen ardından kilitledi ve bavulunu mermer zemine fırlatarak yapmış olduğu şeyin iğrençliğiyle savaş halinde sırtını kapıya yasladı.Yardımcısını bile yanına almaksızın hayatında ilk kez bir at arabasında seyahat ederek evinden kaçmıştı.
Öfkesi yüzünden zar zor biriktirdiği bozuk paralarını yanınaa almayı son anda akıl etmişti.
Kendine güvende olduğunu hatırlattı. Şimdilik… Annelerinin hem bu kasaba evini hem de şehirdeki küçük malikâneyi kumarda kaybettiğini Edw ard’a söylediğinde acaba nasıl tepki verecekti?
Annesi çok değil geçen gece yaptığından utanarak kaybetmiş olduklarını telafi etmeye yetecek parayı geri kazanacağına söz verdiği bir not haricinde hiçbir ipucu bırakmadan evi terk etmişti.