Siz hiç kendinizi bir yaprak gibi sağ sola savrulduğunu hissettiniz mi?
Gözlerimi kapatıp o gün olanları her hatırladığımda aynı hissi yaşıyorum. Rüzgâr’da iradem dışında savrulan bir yaprak gibiydim. Uzun süre boyunca sonunu hiç göremeden ve ne olacağını hiç bilemeden, hayatım yön değiştirip durdu. Sonra bir nehre düştüm ve yaşamım, o coşkun akışın yön vermesiyle devam etti.
Yine seçimim dışında bir yolculuğa devam ediyordum ama en azından gittiğim yön belliydi. Akıntıyı karşı koyma isteğim ise cidden komikti. Bir yaprağın koskoca nehir karşısındaki şansı nedir ki?
Belki de benim hayatla ilgili, herkesin kendi hayatında dönüm noktası dediği ilahî mesajım bu zor yolla gelmişti. Mesaj… Evet, her şey bir mesajla başlamıştı zaten. O gün gelen ve aptal bir gençlik heyecanıyla ardını hiç sorgulamadan cevapladığım bir mesaj…
Kadir, kız arkadaşından gelen mesaj üzerine onun istediği yere gider ancak içine çekildiği şey beklediği gibi romantik bir buluşma olmayacaktır. Çünkü gittiği yerde onu bekleyen kişi sevgilisi değil Aslı’dır. Herkesin Deli Kız diye bildiği Aslı…
Kadir’in askerden dönüp sevgilisi Pınar ile buluşacağını sandığı günün akşam karanlığında sevgilisi sandığı, ilçenin deli kızı aynı zamanda sevdiği kızın kuzeni ile polislere hiçte hoş olmayan şekilde yakalanması ile başlıyor.
Kadir ile Aslı mecburen evlenmek zorunda kalırlar. Bu evlilik Formalite olsada . hastaneden çıkmak için Kadir’den yardım isteyen Aslı Kadir ile birlikte yaşamaya başlar.