Çernobil'den Sesler (Bir Nükleer Felaketin Sözlü Tarihi) - Svetlana Aleksiyeviç - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Çernobil’den Sesler (Bir Nükleer Felaketin Sözlü Tarihi) – Svetlana Aleksiyeviç

Çernobil’den Sesler (Bir Nükleer Felaketin Sözlü Tarihi) – Svetlana Aleksiyeviç

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: Ekim 2006
Eklenme: Ocak 17th, 2024
Dil: Türkiye
Sayfa: 232
Yazar: Svetlana Aleksiyeviç

2.298 Kişi Tarafından Görüldü

Gazete haberlerini hatırladım: ‘Nükleer santrallerimiz çok güvenli, öyle ki Kızıl Meydana bile bir tane yapılabilir, bir semaverden daha zararsızlar. Yıldızlar gibiler, onlarla bütün dünyayı aydınlatacağız.’ 

‘Radyasyon neye benzer?

Belki filmlerde gösterirler. Hiç gördünüz mü? Beyaz mı? Ne renk? Bazıları ne kokusu, ne de rengi olduğunu söylüyor; başkaları ise siyah olduğunu. Toprak gibi. Ama eğer renksizse o zaman Tanrı gibi bir şeydir. Tanrı her yerdedir ama Onu göremezsiniz.’ 

‘Yağmurdan korkuyorum. Çernobil böyle bir şey. Kardan, ormandan korkuyorum. Bu bir soyutlama, bir akıl oyunu değil, insanca bir duygu. Çernobil evimin içinde. En kıymetli şeyimin,1986 yılında doğan oğlumun içinde. Şimdi o hasta.’ 

ÖZETİ

Neden bahsedeceğimi bilemiyorum; ölümden mi, sevgiden mi?

Yoksa bunların ikisi de aynı şey mi? Hangisinden bahsetmeliyim?

Yeni evliydik. Bakkala bile gitsek el ele tutuşuyorduk. Ona durmadan; seni seviyorum, diyordum. Fakat o zaman onu ne kadar sevdiğimi bilemezdim. ltfaiyede çalışıyordu ve itfaiye binasının yatakhanesinde kalıyorduk.

Ölen İtfaiye erinin Eşi

Ikinci katta. Bizden başka üç genç çift daha vardı. aynı mutfağı paylaşıyorduk. Giriş katında kamyonlar dururdu, kırmızı itfaiye kamyonları. Onun işi buydu, ben de her zaman neler olduğunu biliyordum nereye gittiğini, nasıl olduğunu. Bir gece bir gürültü duydum. Pencereden baktım. Beni gördü:

“Camı kapat ve uyu. Reaktörde yangın çıkmış, ben biraz sonra dönerim,” dedi. Patlamayı bizzat görmedim. sadece alevler vardı. Her şey ışıldıyordu. Bütün gökyüzü. Uzun bir alev ve duman vardı. Sıcak korkunç bir hal almıştı ve o hala dönmemişti. Çatı ziftle kaplanmıştı. duman yanan ziftten geliyordu. Daha sonra o, katranda yürüyormuş gibi hissettiğini söyleyecekti.

Alevleri yatıştırmaya çalışmışlar. yanan grafitleri ayaklarıyla tepmişler. .. Itfaiye giysilerini giymemişler. oldukları gibi, üzerlerinde gömlekleriyle gitmişlerdi.

Kimse onlara söylememiş. Yangın için çağırılmışlardı, hepsi bu.

Bir tek ben değil, kocaları o gece reaktörde çalışan bütün kadınlar gelmişti. Bir arkadaşımı bulmak için arandım, hastanede doktordu Onu bir ambulanstan çıkarken buldum, beyaz gömleğinden yakaladım:

‘Beni içeri al!’ “Yapamam. Durumu kötü. Hepsi kötü durumda.” Israr ettim:

‘Sadece onu görmek istiyorum.·

‘Tamam’ dedi, “benimle gel. Sadece on beş-yirmi dakikalığına.” Onu gördüm.

Her yeri şişmiş, kabarmıştı. Gözleri zar zor seçiliyordu.

Arkadaşım: ‘Süt lazım, çok miktarda süt” dedi. ‘Her biri en az üç litre süt içmeli.”

‘Ama o sütü sevmez ki.” “Şimdi içmek zorunda.”

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.