Bukre (Bazı Aşklar Aşka İhanettir) - Kahraman Tazeoğlu - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Bukre (Bazı Aşklar Aşka İhanettir) – Kahraman Tazeoğlu

Bukre (Bazı Aşklar Aşka İhanettir) – Kahraman Tazeoğlu

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: Eylül 2013
Eklenme: Ocak 17th, 2024
Dil: Türkçe
Sayfa: 304
Yazar: Kahraman Tazeoğlu

2.002 Kişi Tarafından Görüldü

Yazdıklarımda, çaresizliğinize çareler arıyorsunuz; gerçekte ise ben kendi çaresizliğimi yazıyorum, sizler onları dertlere deva sanıyorsunuz. Aşk size kalan bir miras değildir ve kimseden kimseye kalmaz. Hayat verilmemiş bir sözü tutmaktır. Kimi yazar kimi yaşar. Yani demem o ki; öyle bir söz yazarsın ki bütün bir hayatı anlatır, öyle bir hayat yaşarsın ki bütün sözler anlamsız kalır.

saklı aldatmalar, sevdiğin insanı çiğnemektir. Kaçıncı kez çiğnendiğini bilmiyordu Bukre…

İstanbul’un dar sokaklarında, Ayakları yürüyordu sadece fakat Kendisi geride kalmıştı çoktan.

Kendisini terk edene bir haykırarak sözleri vardı “En acısı da ne biliyor musun?” demişti. “Aslında sana hiç sahip olamadığımı, seni kaybettiğimde anlamış olmam!” Hırsı soluğundan belli oluyordu

“Meğer her şeyimmiş gibi davranan hiç bir şeyimmişsin sen! Aslında hiç olmayanı kaybettim ben!” Bir çocuğun tüm dünyaya küsmesine, tek bir oyuncağının kırılması yeter. O küskün çocuklardandı şimdi Bukre;

Hayat devam ediyordu. Bukre, bu acı tecrübeden bir kez daha ders alıyordu ; ama her zamanki gibi unutuyordu… Kendi durağını şaşırmış bir otobüs gibiydi kalbi.

Akşamdı. Ve akşam, ağlamak için iyi bir sebepti. Kızıyordu şeye, herkese. En çok da kendine… Hayat ne garipti. İnanmadan güldüğümüz bir şaka gibiydi. Bukre, karşılıksız sevmişti ve bunun karşılığı, karşılık alamamak olmuştu. Ama olsundu. O sevilmemeye de razıydı severken…

O hep öyle severdi zaten… Tek hazmedemediği, sonraya ertelendiği halde gocunmadan beklerken aldatılmaktı! Alçaklık hiç bu kadar yükselmemişti. Gizlice aldatılmıştı. Aldatmanın aleni olanı mı olurdu sanki? Çiğnenmişti o, üzerine basılmadan… Sessizliğe gömülmüştü uzun zaman.

Elinden gelmeyen dilinden de gelmiyordu. Ve şimdi beklediği onu terk ediyordu. Belki de çoktan gitmişti… Belki de hiç gelmemişti… Ama şimdi o “Gelmeyen” hem suçlu hem yolcuydu. Bir başkasını seçmişti. Özür dilemişti. “Ben seçilmeyenim! Bunun için benden özür mü diliyorsun?” diye haykırmıştı Bukre.

Sesi kısılmıştı. çünkü sevdiği kişi kendinden yaşça büyük olsada Bukre yi sevmiyordu hiç umursamadan çekip gitmişti,

Yaşam artık onun için gördüğü kötü bir kabustu. Şimdi ne yapmalıydı? sevilmediği için üzülmelimi yoksa ölmelimiydi? İnsan böyle zamanlarda ne hissetmeliydi? Üzgündü fakat ölmeyi hiç bir zaman aklına getirmek istemiyordu.

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.