Bir türlü biz veya bizler olamayan “ben”den bahsedeceğiz. Aslında senden bahsedeceğiz.
Ben derken kendimi suçlu, seni masum ilan etmiyorum. Aslında o da suçlu. Benim, senin ve onun yaptıklarından, hepimizin yaptığı günahlardan ve hatalardan bahsedeceğiz. Kitabı okurken tırnak içinde gördüğünüz bu “ben”le karşılaştığınızda, konudan konuya az bir anlam farklılığı olsa da genel olarak siz kibirlenmeyi, doymayan nefsi, kendini aşırı beğenmişliği, üstünlük taslamayı, bencilliği, kıskançlığı, aşırı sevmeyi, aşırı sahiplenmeyi, çifte standartçılığı ve hırsı anlayın.
Yukardaki bu on kelimenin, bu on kavramın, on duygunun ortak adı olarak anlayın.
***
Mehmet Reşit Öztoprak’ın kaleminden, kendimizi, hayatı sorgulatacak derinlikli bir eser…
Kimim, nereden geldim, neden yaşıyorum, nereye gideceğim sorularının peşinde olan herkes için…
Yanlış hatırlamıyorsam 2014 veya 2015’te başladı bende bu duygular: Kendimi, insanları ve hayatı irdeler olmuştum.
Allah ve insan ilişkisini, Allah’ın insanlar üzerindeki hakkı nı, Rabb’in, kullarından tam olarak ne istediğini düşünme ye başlamıştım. Pratiklerini yaşadığımız dinler ile Tanrı’nın dini ne kadar örtüşüyordu, ne kadar çakışıyordu?
Din adına öldüren ve öldürülen insanları düşünüyordum. İnsanların acımasızlığını, vurdumduymazlığını, ikiyüzlülüğünü düşünüyordum. Savaşların, kavgaların, sorunların sebeplerini bulmaya çalışıyordum. Biz insanların, Allah’ın rızasından uzaklaştığını fark ediyordum.
Bu konuda en çok, kibirli ve bencil insanlar canımı sıkıyordu. Bir duygu ve düşünce sarmalı içindeydim. Kendimi ve insanları dert etmeye başlamıştım. Evet, sizleri dert ediyordum. Dert ettikçe üzülüyor, üzüldükçe şişiyordum.