Belleğin Kış Uykusu - Mehmet Eroğlu - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Belleğin Kış Uykusu – Mehmet Eroğlu

Belleğin Kış Uykusu – Mehmet Eroğlu

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: 2006
Eklenme: Ocak 17th, 2024
Dil: Türkçe
Sayfa: 275
Yazar: Mehmet Eroğlu

1.379 Kişi Tarafından Görüldü

Belleğin kış uykusu; Sevgi ve hayalin peşinde, geçmişe ve geleceğe doğru, aynı anda yapılan fantastik bir yolculuk!

“M, o akşamüstü, göğsündeki garip sızıyla geçmişi olmayan, anısız bir güne uyandı. Belleği onu hafifmeşrep bir sevgili gibi terk etmişe benziyordu…”

Mehmet Eroğlu’nun benzersiz bir kurgu ustalığıyla kaleme aldığı Belleğin Kış Uykusu, insanın, belleğin, vicdanın ve hiç şüphesiz saf sevginin kaynağını araştıran sıradışı bir roman… 

M. o akşamüstü, göğsündeki garip sızıyla geçmişi olmayan, anısız bir güne uyandı. Belleğiyle gözlerini açtığı anın arasına yerleşmiş, kendini bir varlık olarak kavramasına engel olan bir boşluğun kıyısındaydı.

Nedenini bilmeden titriyordu: Saat altıydı; küçük bir bavul, uyanır uyanmaz yolculuğa çıkacakmış gibi ayaklarının dibinde duruyordu. Ancak dağınık olduğu hemen fark edilen odada, yayıntı’nın toplanması, koltukların üstündeki küçük yastıkların düzeltilmesi, perdelerin kapatılması, okunmuş gazetelerin ortadan kaldırılması gibi her yolculuk öncesinde görülebilecek olağan hazırlıkların izi yoktu.

M. neden yatakta değil de oturma odasını andıran, ayrılık kokmayan bu odada, hem de rahatsız bir sandalyenin üstünde uyuya kaldığını da bilmiyordu. Kucağında açık bir kitap, kimin tarafından, ne zaman hazırlandığını hatırlamadığı bavulun üstünde bir uyarı işareti gibi duran sarı zarf ve divana atılmış gri takım elbise… Bu nesneler anlamlı bir bütünün parçaları mıydılar?

Öyleyse’ler hangi zamana aittiler?

Kendini zorlasa da aradığı cevapları bulamadı. Anıları yok olmuştu. Belleği onu hafif meşrep bir sevgili gibi terk etmişe benziyordu. seyreltmeye yetti.

Köpek, etrafa neşe ve canlılık saçmak bir yana, soluk bile alamayacak kadar yaşlı ve yorgun görünüyordu. Peki, kime aitti, adı neydi?

M. hala kararsız gözlerle onu süzen hayvana bakarken birden korkuyla irkildi. Ya benimki? Evet, kendi adını da hatırlamıyordu. Zihninde sadece bir harf titreşiyordu: M. gerçeği o zaman kavradı: Belleğiyle zamanın arasındaki bağ kopmuştu. Zamanın ıssızlığının ortasındaydı. Bir süre endişesinin yatışmasını bekleyerek kendini dinledi:

İçinde sadece uyandığı günün Pazar olduğuna yönelik bir duygu vardı; tabii bu da yapacak hiçbir işinin olmamasından, yani belleğinin boşluğundan kaynaklanıyor olabilirdi.

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.