Kitap Özeti
Yazar Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk adlı eserinde belli dönemleri ele almıştır. Bu dönemler, Kanuni Sultan Süleyman dönemi ve Tanzimat dönemleri arasını kapsamıştır.
Hileli Mehmet Efendi (Fuzuli) bir kütüphaneye girmiştir orda karşılaştığı Celalzade Mustafa ona bir hançer uzatmıştır. Bu hançer üzerinde Fuzuli’nin anlayamadığı bir diller yazılmış yazılar ve kabzası çift boynuzlu olan yılanbaşını görmüştür. Daha sonra bu hançer için ölmesini bilenler için hançerin bir hayta olduğunu dile getirmiştir. Bu sırada etkisini daha sonra gösterecek olan yüzüğündeki zehri içen Celalzade ilerleyen günlerde Fuzuli ile kütüphanede tekrar karşılaşır ve ona Leyla ile Mecnun’u kendi diliyle tekrar yazması gerektiğini tavsiye eder. Fuzuli bunu düşüneceğin söylemiştir. Daha sonra Fuzuli tekrar kütüphaneye geldiğinde Celalzade’nin öldüğünü duymuştur. Bundan çok etkilenen Fuzuli korkmuştur. Elindeki ona verilen hançerin ne kadar önemli bir şey olduğunu kavramıştır. Hançer üzerine bulunan yedi taşa birden basınca hançerin kabzasından deri parça şeklinde hazırlanmış bir şerit ortaya çıkmıştır.
Fuzuli’nin eline geçmiş olan bu şifre, Babil Cemiyeti üyesi Akeldan’a aittir. Bu cemiyet üyeleri yedi kişiden oluşmuştur. Bu kişiler uzay araştırmaları yapan bilginlerdir. Bu bilge kişiler BUAM (Babil Uzay Araştırmaları Merkezi) de yaptıkları hesaplamalar ve gözlemleri ile dünyanın yuvarlak olduğunu anlamışlardır. Ancak bu bilgiyi saklamayı uygun görmüşlerdir. Çünkü bu bilgiden kralın haberi olduğunda hayatlarına mal olacağını anlamışlardır. Bundan dolayı bu bilgileri şifrelemeye karar vermişler ve yedi adet tablete bu şifreyi işaretlemişlerdir. Daha sonra bu tabletleri İştar Tapınağı’na saklamışlardır. Ancak aralarından bir kişi bu bilgiyi krala söylemiştir ve bunun üzerine bu üyelerin kafaları kesilmiştir. Saklanan tablet Akeldan tarafından bir gece gizlice alınmış ve diğer kişilerin bu bilgiyi öğrenmemesi adına kendi mahzenine gizlemiştir. Şifresini de bir hançere işlemiştir.
Babil’ de Ölüm İstanbul’da Aşk adlı eser, Fuzuli’nin de bu şifreyi kendi yazdığı Leyla ile Mecnun adlı mesnevisinin satırlarına gizlemiştir.
“Maalesef okumaya çalıştığım ama bitiremediğim bir kitap oldu. Anlatımını çok didaktik buldum. Tarih okumayı sevenler bu romanı beğenecektir. Bir de kurgusu gereği bir objeyi (kitabı) konuşturmasını sevmedim. Dediğim gibi tarihi olayları roman içinde okumayı sevenler beğenecektir.”
“okuyucuya bir nesnenin dilinden koca bir tarihi anlatıyor.elden ele gezerken yazanan maceralar da cabası,mutlaka okunmalı !!”
“kendinizi cansız bir nesneyle özdeşleştirmenize neden olacak kadar güzel yazılmış bir kitap.bir çok karmaşık duygu sizleri bekliyor..”