Aforizmalar, Franz Kafka’nın veremle boğuştuğu sırada kız kardeşinin evinde geçirdiği sekiz ay boyunca yaşamı, evliliği, düşünceleri, felsefi görüşleri ve pişmanlıkları gibi birçok konuda yazdığı küçük yazılardan oluşan kitabıdır. Franz Kafka’nın ölümünden sonra birçok farklı isimle yayımlanmış olan Aforizmalar, Roberto Calasso adlı bir vatandaşın şans eseri Kafka’nın iki defterinin aslını Oxford’da bir kütüphanede bulmasıyla yeniden düzenlenmiştir.
Aforizmalar, daha çok romanları ve biraz da denemeleriyle tanıdığımız Franz Kafka’ya farklı bir bakış açısı ile bakmamıza imkan tanıyor. Aynı zamanda kitabın Tutku Yayınevi’nden çıkan baskısının giriş bölümündeki Franz Kafka’nın hayatı hakkında yazılmış yazı da Kafka’yı tanımayanlar ve daha yakından tanımak isteyenler için çok güzel bir fırsat olmuş.
Aforizmalar ‘da yer alan Kafka’nın hastalıklarla boğuşurken kaleme aldığı ‘küçük’ yazılar, yazarın düşünceleri hakkında bir şeyler öğrenmemize olanak sağladığı gibi, kendi hayatımıza da başka bir pencereden bakabilmemiz açısından önemli fikirler edinebilmemizi sağlıyor. Kafka’nın kültleşmiş cümlelerinden biri olan “Kafesin biri bir kuş aramaya çıktı.” dahil birçok cümlenin yer aldığı kitapta, altını çizmek ve hatta kafanıza kazımak isteyeceğiniz birçok cümle yer alıyor. Kitabın bir başucu kitabı niteliğinde olduğunu söyleyebilirim. Aforizmalar’ın Kafka’yı ve onun hayata dokunan cümlelerini sevenlerin mutlaka okuması gerektiği bir kitap olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Benim kitabı okurken altını çizdiğim, kendimden bir şeyler bulduğum birkaç cümle ise şöyle:
“Belirli bir noktadan sonra artık geriye dönüş yoktur. İşte ulaşılması gereken nokta da orasıdır.”
“El, taşı var gücüyle sımsıkı kavrar. Bunu taşı olabildiğince uzağa atabilmek için yapar. Aslında yol da o taşın düşeceği noktaya kadar uzar gider.”
“İyilik, belli bir bağlamda düşünülünce, asla huzur vermez.”
“Sorularıma neden yanıt alamadığımı bir türlü anlayamazdım önceleri; bugünse soru sormaya nasıl cüret ettiğimi anlayamıyorum. Ama aslında cüret etmemiştim, yalnızca sormuştum.”